ATB'nin sektörel analiz toplantısında mermer ve taş ocaklarının tarıma etkisi konuşuldu. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın başkanlığında sektörün tüm taraflarının katıldığı toplantıda, mermer ve taş ocaklarının tarımsal alanlara ve üretime verdiği zararlar ele alındı. Tarımsal üretime büyük zarar verdiği belirtilen taş ve mermer ocaklarının doğada da geri dönülemez tahribata yol açtığı belirtildi.
Taş ve mermer ocaklarının Antalya, Isparta ve Burdur yöresinde tarımsal üretime büyük zarar verdiğini belirten ATB Başkanı Ali Çandır, "Her ne pahasına olursa olsun taş ve maden çıkarmak ve buna ticaret veya ihracat demek bir anlamda bizi rahatsız ediyor. Artık gelişmiş, gelişmekte olan ülkelerin hepsi kentlerin etrafında yeşil kuşaklar yapmak için çaba sarf ederken bizim doğal olarak elde ettiğimiz bu alanları tahrip ediyor olmamız gelecek nesiller için de, Antalya'nın niteliği için de çok olumsuz. Diğer taraftan turizmin, tarımın başkenti, binlerce endemik çeşitliliğimiz var derken, diğer taraftan da kontrolsüz şekilde yapılan taş ve maden ocaklarıyla bunlara zarar veriyoruz" diye konuştu.
BURDUR'DA OCAKLARI ÇİNLİLER ALIYOR
Mermer ihracatının ağırlıklı blok halinde yapıldığına dikkati çeken Ali Çandır, blok ihracat yapan mermer ocağı firmalarının Burdur bölgesinde tek tek Çinliler tarafından satın alınmaya başladığını, hatta Burdur'da Çin restoranları açıldığını söyledi. Çandır, "Bu işte iki kere iki dört etmiyor, bugün aldığımız artı iki yarın bize eksi bin olarak geri dönecektir" dedi.
'REHABİLİTE EDİLEN ALAN GÖRMEDİM'
Taş ve mermer ocaklarının bulunduğu alanların büyük çoğunlukla orman vasfı taşıyan bölgelerde olduğuna dikkat çeken AÜ Ziraat Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, "Orman vasıflı alanların yanı sıra, yoğun ormanlık alanda dahi taş ocağı açılmış olması gerçek. Taş ocaklarının tahrip ettikleri alanlarla ilgili mevzuatta çok açık hükümler olmasına rağmen, ben henüz 30 yıldır rehabilite edilen tek bir alan dahi görmedim. Çoğunluğu rehabilite edilmeden bırakılmaktadır. Ayrıca mıcır, kalker ve mermer çıkarılan alanların ıslah edilmesi mümkün olmayan yerlerdir. Oraya dışarıdan binlerce ton toprak getirerek ancak o zaman rehabilite edilebilir" dedi.
TARIMDAN UZAKLAŞTIRILMALI
Taş ve maden ocaklarına ilişkin kararların Ankara yerine yerelden alınması gerektiğini belirten Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, Antalya'nın dört bir tarafındaki taş ocaklarının meyvecilik, narenciye, açıktaki sebze üretimi gibi tarımsal üretimleri çok kötü etkilediğini söyledi. Zaten çiftçinin zor bir dönem geçirdiğini belirten Nazif Alp, "Defalarca dile getirdik ama bir türlü sonuç alamadık. Zarar gören biziz. Taş ocaklarını tarımdan uzaklaştırmak lazım" dedi.
ÇOBANLAR DA RAHATSIZ
Hayvancılık alanında da taş ve mermer ocaklarının büyük zarar oluşturduğuna değinen Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, ruhsat verilen taş ve mermer ocağı alanlarının genellikle hayvan otlatma alanları olduğunu söyledi. Orman bölge müdürlüğünün zarar vereceği gerekçesiyle hayvan otlatmasına izin vermediği bu alanlarda taş ocaklarına izin verildiğine vurgu yapan Öztürk, "Bir köye taş ocağı ruhsatı verilerek çobanların kullanım alanlarını imha etmiş oluyorsunuz. Birçok tapulu arazinin de mermer kütleleriyle işgal edildiğini görüyoruz. Bir köyde örneğin 10-15 bin keçi sürüsü doğaya maden ocağının verdiği zararın 10'da 1'ini dahi vermiyordur" dedi.