Antalya'daki Gezi protestolarına katıldıkları gerekçesiyle Ayşe Deniz Karacagil, Murat Sezgin, Mustafa Cihan Yılmaz, Ali Karakuş ve Leyla Nuyan'ın yargılandığı davanın ikinci duruşması, Antalya 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davaya Ayşe Deniz Karacagil haricindeki diğer 4 sanık, müşteki 6 polis, avukatları ve yakınları katıldı.
Şüpheliler, 'kamu malına zarar vermek', 'kamu görevlisine direnmek', 'toplantı gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet', 'terör örgütü üyeliği' ve 'kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenlemek' suçlamalarından ve bu suçları birden fazla işlemekten hakim karşısına çıktı. Söz konusu davada Karacagil için 24 yıldan 98 yıla kadar, Murat Sezgin için 26 yıldan 95 yıl 6 aya kadar, Mustafa Cihan Yılmaz için 16 yıldan 55 yıl 4 aya kadar, Ali Karakuş için 11 yıldan 26 yıla kadar, Leyla Nuyan için ise 13 yıldan 38 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
POLİSLER ŞİKAYETÇİ OLMADI
Mahkemede ifadelerini yazılı veren sanıklardan Leyla Nuyan, "Gezi olaylarında sokağa çıkan insanlara atılan biber gazı bombalarına harcanan paralar Soma'da maden işçilerinin güvenliği için harcanmış olsaydı bugün o maden işçilerini kaybetmemiş olacaktık" dedi. Mahkemede müşteki olarak bulunan ve ilk duruşmada ifade vermeyen 6 polis memuru ise sanıkları tanımadıklarını ve şikayetçi olmadıklarını belirtti.
Mahkeme heyeti sanık avukatlarının beraat talebini reddederken, ayrıca görülen ve 7 kişinin yargılandığı Gezi davasıyla bu davanın birleştirilmesi yönünde karar aldı. Sanıkların her hafta polis merkezine giderek imza attıkları adli kontrolün kaldırılmasına karar verildi. Mahkeme heyeti, sanıkların gözaltı sırasında el konulan çanta, cep telefonu, tişört, EGO kartı, kırmızı fular gibi özel eşyalarının iadesine yönelik talebiyle ilgili de kırmızı fularlar hariç diğer tüm özel eşyaların iadesine karar verdi. Kırmızı fularların iddiaya konu materyal olduğu için iade edilemeyeceği gerekçe gösterildi. Duruşma, 31 Ekim tarihine ertelendi.
KIRMIZI FULAR SUÇ ALETİ DEĞİL
Adli kontrol kararının kaldırılması ve davaların birleştirilmesi yönündeki kararları olumlu karşılayan sanık avukatlarından Münip Ermiş, bu davanın hazırlanan iddianame açısından da başından çöktüğünü, tüm Türkiye'de Gezi davaları 'Gösteri Toplantı Yürüyüş Kanunu'na muhalefet suçuyla görülürken, Başbakan'ın 'terör örgütleri bu işin içindedir' demesi sonrasında zorlamalarla terör örgütü davaları açıldığını söyledi. İstanbul başta olmak üzere diğer tüm şehirlerde bu tip davaların çöktüğünü belirten Ermiş, bu iddiaların Antalya'da da çökeceğini kaydetti.
Materyallerin yargılananlara iadesine karar verilirken sadece Ayşe Deniz Karacagil ve Leyla Nuyan'ın fularlarının iade edilmeyeceğini belirten Ermiş, bu kararı şöyle değerlendirdi:
"Sanki fuları suç aleti gibi gördü. Oysa fular suç aleti değildir. Fuların suç aleti olması için bir suçta kullanılmış, onunla bir suç işlemiş olmanız gerekir. Suç aleti olarak vasıflandırılamaz ve el koyma kararı verilemez. Mahkeme burada hatalı bir yorumla suçlu konulan bir eşya olarak gördü. O zaman adam montunu başından geçirmiş o da mı suç aleti, elini yüzüne kapatmış o da mı suç aleti? Bir silah gibi değerlendirilemez. Bu davanın simgesi fular oldu. Mahkemenin bu değerlendirmesini kabul etmiyoruz, fularla yüzünü kapattı örgüt üyeliğinin delili gibi."
İÇİ BOŞ İDDİALAR
Dava sonrasında sanıklardan Murat Sezgin, "İlk başta tutuklandık ve sonrasında adli kontrolümüz kalktı. Er ya da geç bu davaların altının boş olduğu ortaya çıkacak. Hükümet de başbakan da Gezi halk ayaklanmasının yargılanamayacağını anlayacak. Adalet yerini bulacak" diye konuştu.
Mustafa Cihan Yılmaz ise "Milyonlarla beraber alanlara döküldük, milyonlarla beraber tekrar kazanacağız" dedi.
Fularını geri alamayacağını belirten Leyla Nuyan da "İçi boş iddianamelerle bizi yargılayamayacaklar ve sonuç alamayacaklar bu davalardan. Kazanan yine biz olacağız" dedi.