Antalya'da Gezi olayları sırasında 3 Haziran 2013 tarihinde, Kaleiçi'nde bir ara sokakta polisler, Mustafa Düştegör'ü öldüresiye dövüp işkence yapmakla suçlandı. Bölgedeki işyerlerinin kameralarından elde edilen görüntülerden yola çıkılarak suçlanan ve olay sırasında o bölgede görev yapan toplam 40 kişiden oluşan müdür, amir, komiser ve polis memuru hakkında Antalya Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu.

TAZMİNAT İÇİN VALİLİĞE BAŞVURU

Olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen herhangi bir iddianamenin hazırlanmadığı olaya ilişkin Düştegör, avukatı Hakan Evcin aracılığıyla İçişleri Bakanlığı'ndan tazminat talep etti. Avukat Evcin, İçişleri Bakanlığı'ndan, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13'üncü maddesi gereği işkence gören, yaşama ve beden bütünlüğü hakları ihlal edilen, gördüğü şiddet nedeniyle yüzünde sabit eser kalan Mustafa Düştegör'ün 50 bin lira maddi, 200 bin lira manevi tazminatının, 3 Haziran 2013 tarihinden itibaren işleyecek faizleriyle birlikte ödenmesini talep etti. İçişleri Bakanlığı'na yönelik dilekçe, resmi işlemler için Antalya Valiliği'ne teslim edildi.

'BİR ÇUVAL GİBİ YERDE SÜRÜKLENDİ'

Tazminat dilekçesinde; Haziran 2013'te Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan oturma eyleminde taşlı ve sopalı polislerin saldırıya geçtiği, yaklaşık 200 polisin silahsız, masum, anayasal haklarını kullanan göstericilere hücum ettiği iddia edildi. Aynı dilekçede Kaleiçi'ne koşan ve Yivli Cafe'nin bahçesine giren Mustafa Düştegör'e, polisler tarafından ellerinde cop ve sopalarla yasadışı ve işkence şeklinde işlem uygulandığı, aldığı darbelerle kendinden geçtiği, bir çuval gibi yerde sürüklendiği, nefessiz kaldığı, aldığı yumruk ve darbelerle yüzünde sabit eser kaldığı kaydedildi. 

İşkenceci polise diğer arkadaşlarının da iştirak ettiği ve birlikte dövdüğü belirtilen dilekçede, Düştegör'ü öldüğüne inanarak çuval gibi bırakan polisin kaçtığı, işkencenin suç ve cezalandırılması gerektiği gibi ifadelere yer verildi. 

HALA SORUŞTURMA TAMAMLANIP DAVA AÇILMADI

Olayda, görüntüleri bulunan polislerin tamamının suçlu olduğunu dile getiren avukat Hakan Evcin, suçluların, hangi amir, hangi memur olursa olsunlar cezalandırılması ve derhal tutuklanmaları gerektiğini söyledi. Halen soruşturmanın tamamlanmadığını ve olayın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen davanın açılamadığını belirten Hakan Evcin, şiddet uygulayan kişilerin emniyet mensubu olduğundan kuşku olmadığı için İçişleri Bakanlığı'nın hakları ihlal edilen Mustafa Düştegör'e tazminat ödemekle yükümlü olduğunu savundu.

2 POLİSİN KİMLİĞİ BELİRLENDİ

Diğer yandan olayı araştıran savcılık, bölgedeki işyerlerinin kamera görüntüleri ile Emniyet Müdürlüğü'nün o gün görevli 849 polisin kimlik fotoğraflarının yer aldığı listesini karşılaştırarak, olaya karışan 40 polisten 2'sinin kimliğini tespit etti. 

Avukat Evcin, bu iki polisin dışında, olay anında elinde sopayla Düştegör'e vuran ve yerde sürükleyen üçüncü bir polisin daha kimliğinin belli olduğunu, bu polisin başka bir ile tayin edildiğini ve uzun saçlarını keserek kamera görüntülerindekinden farklı bir kılığa büründüğünü belirtti. Düştegör için istenen tazminat ödenmezse dava açılacağı ifade edildi.