Antalya The Marmara Oteli’nde basın mensuplarıyla bir araya gelen Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu basın mensuplarının sorularını cevapladı. Basın toplantısına Ekmeleddin İhsanoğlu’nun eşi Füsun İhsanoğlu, Milletvekili Şafak Pavey, Gürkut Acar, MHP’li milletvekilleri, CHP İl Başkanı Devrim Kök, MHP İl Başkanı Osman Çetin, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, MHP MYK Üyesi Kemal Çelik, Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Mustafa Akaydın ve bir çok davetli katıldı.
 
“Biz bu yolla millet yolunda hizmet için çıktık” sözleriyle konuşmasına başlayan İhsanoğlu, “Şimdiye kadar ne kadar bağış geldi?” sorusuna “En son baktığımızda yaklaşık 2 milyon TL civarında idi. Hakkın bildiğini kuldan saklamanın bir Müslümanın şiarı olmaması gerekir. Hakkın bildiğini de halkın bilmesi lazım. Çünkü bunun hesabı sırf bugün yarın değil, öbür dünyada da var" diye yanıtladı.


Dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde bir seçim sürecinin olmadığını söyleyen İhsanoğlu, seçimlerin 30 güne sıkıştırılmasını eleştirdi. İhsanoğlu, “Tuhaf bir kampanya süreci yaşanıyor. Amerikanvari seçim iddiasındayız ama bu seçimi, 30 güne sıkıştırdık. Bağış ancak 9 bin lira olabilir. 9 bin lira yerine 10 bin lira verseler, veren de ceza alır alan da ceza alır. Böyle tuhaf bir kampanya devlet hiçbir kuruş vermiyor. Devlet iki adaya hiçbir kuruş vermiyor. Bir aday devletin büyün imkânlarını kullanabiliyor” diye konuştu.
 

SİYASETİN YARGI ÜZERİNDE ETKİSİNİN OLMAMASI LAZIM
 
Çatı adayı İhsanoğlu, Türkiye’nin aldatılmaya devam ettiğini söyleyerek, "Bir ülkede adalete olan güven sarsıldığı sürece o ülkede huzurdan, istikrardan bahsetmem mümkün değil. Yapılması gerekenin en başında hukukun üstünlüğünü temin etmek, insanların adalet karşısında eşit muamele görmesini sağlamaktır. Siyasetin yargı üzerinde etkisinin olmaması lazım, siyasetin yargıya müdahale etmemesi lazım" dedi.

İhsanoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Mağduriyet devam ediyor, vesayet devam ediyor. Türkiye'nin kaderi bu gerçekler ters düz yapılarak millet aldatılmaya çalışılıyor. 12 senedir iktidardasınız mağduriyetten bahsediyorsunuz. Devlet 12 senedir sizin elinizde vesayetten bahsediyor, Türkiye'nin çelişkileri. Türkiye'nin çok sıkıntıları var biz bu sıkıntıları düzeltmek için yola çıktık, programımızı ona göre belirledik ama en mühim mesele adalet sistemidir. Adalet mülkün temeli diye biz söz vardır. Bu bazı mahkemelerin salonlarında yazılır. Mülk ne demektir? Mülk devlet demek, mülk millet demektir, mülk varlık demek zenginlik demektir. Ama bu varlığın, bu devletin, bu milletin temeli çürükse çöker. Maalesef öyle bir noktaya geldik ki bu temel su aldı. Politika suyu aldı. Politika suyu ile bu temel çürümeye başladı. Mahkemenin aldığı kararlar siyasi etki altındadır. Bugün bir mahkemenin ak dediğine başka mahkeme kara diyor. Burada taraf olanlar mağdur olanlar yıllarca haksız yere hapis yatanlar uğradıkları gerçek mağduriyetin yanı sıra bu konularda ilgisi olmayan sade vatandaşın adalete olan güveni sarsılıyor. Bir ülkede adalete olan güven sarsıldığı sürece o ülkede huzurdan, istikrardan güvenden bahsetmem mümkün değil. İşte bu yüzden yapılması gerekenin en başında hukukun üstünlüğünü temin etmek, kanun hakimiyetini temin etmek ve insanların adalet karşısında eşit muamele görmesini sağlamaktır. Siyasetin yargı üzerinde etkisinin olmaması lazım, siyasetin yargıya müdahale etmemesi lazım. Türkiye hukuk sisteminde evrensel değerleri yakaladığı gün Türkiye’nin önü açılacak ve Türkiye dünyanın en mutlu toplumlarından birisi olacaktır. Günümüzde her yeni gelişmede o gelişmelere uygun bir hukuki düzenleme yapılmaktadır bu da Türk siyasi ve sosyal hayatının, milletin huzurunun, mutluluğunun bozulmasına sebep olmaktadır.”

CUMHURBAŞKANI BÜTÜN PARTİLERİN ÜSTÜNDEDİR
 
"Adaylığıma CHP ve MHP’nin siyasi ittifakının haricinde 10 ayrı parti daha destek olmuştur. Bunların içinde demokratlar, sosyalistler, sosyal demokratlar, muhafazakarlar, milliyetçi olanlar ve hatta AK Parti’ye oy vermiş olan kitlenin içerisinden insanlar var. Bugün Türkiye’de siyasi ittifak anlamında büyük bir değişiklik var. O değişikliğin neticesinde Türkiye bugün Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kararını çok farklı bir şekilde verecektir. Türkiye kutuplaşma, zıtlaşma, ötekileştirme politikalarına son verecektir. Cumhurbaşkanlığında parti seçimi yoktur, şahıs seçimi vardır. Seçilen kişi bütün partilere eşit uzaklıkta olmalıdır. Cumhurbaşkanı herhangi bir partinin mensubu değil, bütün partilerin üstünde, barıştırıcı, uzlaştırıcı, siyasi krizde sorun çözücü olmalıdır.”
 
Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu son olarak “İlk turda yüzde 60 ile kazanacağımı düşünüyorum, olmadığı takdirde ikinci turda Kürt kardeşlerimizin de oylarını alacağıma inanıyorum” diyerek basın toplantısını sona erdirdi.   
 
İhsanoğlu ziyaretlerine ATSO ile devam edip, Dokuma semtinde bulunan Cumartesi Pazarında halkla buluşacak. Antalya Valiliği ve Antalya’nın bazı semtlerinde esnaf ziyaretleriyle devam ettikten sonra Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği iftar programına katıldıktan sonra VTV ART ortak canlı yayınında bir söyleşiye katılacak ve daha sonrasında geç saatlerde Antalya’dan ayrılacak.