Akademik eğitim için gittiği Almanya'da da göç üzerine araştırmalar yapan, ardından yurda dönüp çalışmalarını sürdüren AÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlbuğa, Antalya'daki yabancı göçmen nüfusuyla ilgili bilgiler paylaştı. Kentteki göçmenlerin çoğunun 20-40 yaş aralığında olduğunu söyleyen Doç. Dr. İlbuğa, "Özellikle Doğu Avrupa ve dönemin Sovyetler Birliği'nden gelen göçmenler için şunu söyleyebiliriz; 1989'da demir perde yıkıldı. Türkiye bu ülkelere sınır olduğu için önce bavul ticaretiyle gidip gelmeler başladı. Ardından kalıcı göçler sürdü. Antalya'daki yoğunlaşmada turizm etkili oldu. Turizmdeki iş potansiyeli, aşk potansiyelini getirdi. Evlilikler oldu ve kente göç arttı" diye konuştu.

EMEKLİ GÖÇÜ DE ARTTI

Kente hatırı sayılır derecede emekli göçünün de olduğunu belirten Doç. Dr. İlbuğa, "Emekli göçü kapsamında olanların çoğu, yılın 12 ayını burada geçirmiyor. Yılın belirli bölümü buradalar. Bir bölümünü ise kendi ülkelerinde geçirebiliyorlar. Artık birden çok yerde ikamet söz konusu" dedi. Kentte anket yaptığı kadın göçmenlerin yüzde 68'inin üniversite mezunu olduğunu tespit eden Doç. Dr. İlbuğa, "Evlilik, sosyal ve ekonomik hayat, savaş gibi nedenlerle göç edenlerin arasında doktor, avukat, psikolog, spikerler var. Fakat büyük bir bölümü ya evde kalıyor, ya da turizmde, özel hastanelerde çalışıyor. Bunun dışında iş yaşamında dille ilgili sorun yaşamıyorlar ama mesleki anlamda sorun yaşıyorlar" dedi.

KAYIT DIŞI OLANLAR VAR 

Antalya'daki göçmenler arasında en zorlu hayatı iç savaştan kaçan Suriyelilerin yaşadığını savunan Doç. Dr. İlbuğa, "İnşaatlarda ve toptancı halinde ağır işlerde kayıt dışı düşük ücretle çalıştıkları öne sürülen Suriyeliler, ağırlıklı olarak gecekondularda barınıyor. İnşaatlarda ağır işlerde çalışanların arasında doktor, avukat ve polis memurlarının bile olduğu iddia ediliyor. Ancak Türkiye'ye yasadışı yollardan girdikleri için kimliklerini gizledikleri öne sürülüyor" diye konuştu.