Antalya Bütünşehir Kültür ve Dayanışma Derneği'nin konuğu olan Ayık, turizmde günümüzde ortaya çıkan tablonun sinyallerinin 2014 Ağustos ayında almaya başladıklarını söyledi. Ayık, 2014'de Türkiye dünyada en çok misafir ağırlayan 6'ncı ülke olurken, elde ettiği gelirle de ilk 10 ülke arasında yer alırken, Ağustos'la birlikte dünyada ve Türkiye'nin de içinde yer aldığı coğrafyada bir takım sıkıntılarını yavaş yavaş baş göstermeye başladığına dikkati çekti. Bu durumun Türkiye için misafir sayılarında dramatik düşüşlere sahne olduğunun altını çizen Osman Ayık, "Devam eden dünyadaki konjonktürel ve siyasi gerilimlerin neticeleri, ekonomik anlamda tüm dünyayı etkiledi. Petrol fiyatlarında inanılmaz düşüşler ve arkasından devam eden terör olayları sonucunda 2015 Kasım ayına kadar geldik" dedi.
Bu tarihte de Türkiye'nin Rusya ile yaşadığı uçak kriziyle sürecin taçlandığını belirten Ayık, "Rakamların diplere vurduğu, bizi de hayal kırıklığına uğratan, ülkeyi sıkıntılara sokan durum ortaya çıktı" diye konuştu. Aynı zamanda başkan yardımcılığını üstlendiği Dünya Turizm Örgütü'nün 9 Mayıs'ta Malaga'da yapılacak toplantında yazılı önerge vereceğini belirten Ayık, şunları söyledi:
"Terörün olduğu yerde turizm olmuyor. Şu anda bütün dünyada insanlar seyahat etmekten imtina ediyorlar. Çünkü insanların kitleler halinde bulunduğu her yerde terör tehdidi var. Bu sadece Türkiye için değil dünyanın her yerinde. Brüksel'de de, Paris'te de oldu. İspanya'ya yönelik de tehditler var, Almanya'ya da. Burada uluslararası toplumunu topyekün eylem planı içinde olması lazım. Dünyada ciddi bir otorite boşluğu var. Saddam gitti, Irak, aşağı yukarı 25 sene oluyor orası hala kaynayan kazan. Kaddafi gitti, kaynayan kazan Libya. Tunus hala oturmadı. Suriye, 5- 6 senedir kaynıyor. 8 milyondan fazla Suriyeli insan evinden uzak. Uluslararası toplumun topyekün bu işle mücadele etmesi gerekiyor. Bununla ilgili bir girişimde bulunacağız. Dünya Turizm Örgütü'nün ciddi bir çağrı yapması lazım. Daha önce yaptığımız bildiride insanların seyahat özgürlüklerini kısıtlayan Rusya'nın yapmış olduklarıyla ilgili bir takım şeyler vardı. Şimdi bunu terörle ilgili yapmak istiyoruz."
Dünya Turizm Örgütü'nün 2035 yılında dünyada toplam 2 milyar insanın seyahat etmesini öngördüğünü, 2015 rakamlarıyla bunun 1.1 milyar civarında olduğunu aktaran Ayık, yaratılan 1 trilyon dolar civarında da gayrisafi hasıla ve 280 milyon da iş hacmi bulunduğunu söyledi. Turizm endüstrisinin ortalama her yıl yüzde 4 civarında büyümesinin öngörüldüğünü aktaran Ayık, "2035 yılı için 2 milyar seyahat eden insana ve aşağı yukarı da 1.8 trilyon dolar iş hacmi yaratacak. Böyle bir öngörü var. Ancak bunun gerçekleşmesi huzurlu bir dünyada, sakin yaşanan, her şeyin yerli yerinde olduğu bir dünyada mümkün" dedi.
Bu yapı içinde Türkiye'nin, Akdeniz çanağında son 30 yılda her yıl çift haneli büyüme rakamlarına ulaşmış gerçek bir başarı hikayesine imza attığı belirten Ayık, gelinen noktada artık Türkiye'nin bir değişime ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Bugüne kadar kurgunun ve organizasyonun 'yabancılar gelsin, görsün, yaşasınlar, ürettiğimiz ürünü alsınlar, buradan da döviz geliri elde edelim' şeklinde olduğunu belirten Ayık, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz kendi insanımız için belki çok fazla bir şey yapamadık. Halbuki, sizin farklılıklarınız da bir turizm ürünü haline gelebilir. Yaşam tarzınız, mutfak kültürünüz, sadece doğal güzellikleriniz değil sizin herhangi bir kültürel değeriniz de bir turizm ürünü olabilir. Bütün bu farklılıkların hepsi bir sepet içinde güzel bir şekilde ambalajlandırıldığı takdirde aslında insanlar bunu görmeye, almaya, sizinle beraber yaşamaya, sizinle paylaşmaya gelebilirler. Bu noktadan itibaren bizim buraya doğru kaymamızda fayda var gibi görünüyor. Bir takım şeyleri kendi insanımız için yapmamız gerekiyor belki. Avrupa ülkelerinde iç pazar büyüklükleri, bizim rekabet ettiğimiz İspanya dahil, yüzde 25 - 29 arasındadır. Türkiye'de bu rakamlar, çok net olmamak kaydıyla, yüzde 10 - 15 arasında değişiyor. Bu 40 milyon bandındaysak, 4 milyon iç pazar trafiği var demek. Bizim tez elden bu rakamı, minimum, 10 milyona çıkartmamız lazım."
Turizm sektörünün Türkiye'nin en milli sektörü olduğunu ve elde edilen 30 milyar dolar gelirin 27.5 milyar dolarının ülke içinde kaldığını aktaran Ayık, "Rusya patlıcanı 'bilmem ne sineği var' diye döktü. Ama insanlar buraya geldiğinde karnıyarık olarak yiyor. Aynı domatesi, üstünde ilaç kalıntısı, şu bu var mı demeden, üstelik biz o domatesin kilosunu 50 sente satamazken burada 5 liraya doğrayıp salata olarak yediriyoruz" diye konuştu.
Turizmin değişen yapısı içinde artık yaygınlaşan ucuz havayolu şirketleri, charter uçuşlar ve internetin sunduğu imkanlarla kendi tatil paketlerini oluşturup bireysel seyahat eden bir grubun ortaya çıktığını kaydeden Osman Ayık, Türkiye'de de böyle bir sürecin başlayacağını söyledi. Ancak bu sürece hazırlıklı olunması gerektiğini belirten Ayık, şehirlerde kaldırımdan, toplu ulaşıma ve tabelalara, asgari standartların sağlanması gerektiğini söyledi. Ayık, "Bunu yapabilirsek, terör ve benzeri durumlarda yaşanan sıkıntılar dönemsel kalabilir. Ondan sonraki süreçlerde devamlılığı olan bir sektör yaratırız. Devrim niteliğinde bir değişikliğe ihtiyaç var" dedi.
TÜROFED Başkanı Osman Ayık, hükümetin peşi sıra açıkladığı turizm sektörüne yönelik 'acil eylem planı' ve 'destek paketlerinin' 2016 yılı sonrasına sirayet edecek bir şekilde yapılandırılması gerektiğini söyledi. "2016 kayıplarını geri getirmeyecek ama ileriye dönük 2017 - 2018 yıllarını görmek zorundayız" diyen Ayık, her maddenin kendi içinde tekrar tekrar çalışılması gerektiğini bunun da Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte yaptıklarını söyledi.