GÜLTEKİN GENCER GİDERAYAK SUÇLADI

21 Haziran 2016 Salı  14:12

Antalyaspor Başkanı Gültekin Gencer Antalyaspor Tesisleri'nde düzenlediği bir basın toplantısıyla neden aday olmadığını şu sözlerle açıkladı;

"Antalyaspor A.Ş. olarak 30 Haziran için seçim kararı almıştık. Malumunuz seçime kadar konuşmayacağımızı söylemiştik. Suskunluğu bozdu diye haberler yapılsa da. Gerek kamuoyu ve Antalyaspor taraftarlarının yanlış bilgilendirilmesi görevden kaçtığımız intibası bırakılması ve maalesef zirvede bırakacak olmamıza rağmen her türlü belden aşağı karalamalar neticesinde bu basın toplantısını yapmak zorunda kaldık.

Antalyaspor’da ilk yöneticiliğim 1994 yılında Hasan Subaşı yönetiminde başlamış olup Antalyaspor’un en başarılı dönemlerden birisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Her ne kadar o dönemde belediye’den ciddi destekler alınmış olsa da devamında 1999 yılında Erdoğan Tekin başkanlığında Nafiz Tanır’ın da yönetim kurulunda yanında olduğu dönemde, Antalyaspor kasasında parasıyla, futbolcu varlığıyla malumunuz o zamanki yeni seçilen belediye başkanı Bekir Kumbul’un yönetimine hiç borçsuz olarak teslim ettiği dönemde yöneticilik yapmıştım.

Geldiğimiz nokta itibariyle 2000-2004 arası dönemi anlatmama hiç gerek yok. Tamamı malumunuz. Netice olarak 2009 yılında Menderes Türel Belediye Başkanı seçildiğinde Antalyaspor’da beraber çalışmaya başlamıştık. O zaman ki Başbakanımız şimdi ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Belediye Başkanları kulüp başkanlığı değil belediyecilik yapsın diye kanun çıkartmıştı.

Kanun gereği 2005 itibariyle Cihan Bulut Kulüp Başkanı seçilmişti. 6 aylık dönem sonunda Cihan Bulut’un gitmesi istenip, yeni bir genel kurulla Sedat Peker başkanlığa gelmişti. 2005-2008 yılları arasında Sedat Peker benim de yönetimde olduğum dönemde Menderes Türel başkan tüm ortamlarda çok rahatlıkla ve hiçbir zaman çekinmeden Belediye Başkanlığı döneminde Antalyaspor’a 80 Milyon TL kaynak yarattığını söyledi. Biz de bütün kaynakların Belediye Başkanı eliyle yaratıldığını şehir olarak biliyorduk. Bundan dolayı Antalyaspor olarak her zaman biz yöneticiler de ceplerimizden 1 lira para çıkmadığı için minnet duyduk.

2008 sonu geldiği zaman Sedat Peker başkanlığı bırakacak olduğunda Menderes Başkan açıklama yapmıştı; “bundan sonra artık belediyecilik yapacağını önünde genel seçim olduğundan dolayı artık Antalyaspor’a talip olanlar varsa teslim edeceğini” belirtmişti.
Hatta bir aday yoksa Vali’ye teslim edeceğini geçmişteki haberlere bakarsanız net görürsünüz. Biz talip olduk, biz talip olunca birdenbire Antalyaspor AŞ’nin büyük hisseleri o zaman ki süreçte Büyükşehir’in kendi bünyesinde olduğundan o dönemde hemen Belediye Başkanı tarafından başkan arayışına geçildi, şu an ki mevcut yönetimdeki başkan yardımcılarından Levent Aydın’a dahi birçok iş adamına bu görev teklif edildi. Nihayetinde o süreçte benim karşıma çıkacak kişi olarak Hasan Akıncıoğlu ikna edildi. Hasan Akıncıoğlu da şartsız kabul etmeyeceği için o zaman her ortam da Abdürrahim Yılmaz’ın da açıklıkla söylediği gibi her ortamda şimdiye kadar konuşulmamış olsa da o zaman parası 6 Milyon,  şimdinin ise Dolar kuruna bakarsak 5,5 Milyon Dolar bizzat belediyeler tarafından kaynak yaratılarak kendisi göreve başlatıldı. O zaman göreve başladığında Abdürrahim Yılmaz da görevde vardı. O süreçte geçmişten gelen ve birikmiş 2004 ve 2008 dönemlerinde iki defa vergi borcu yapılandırılması yapıldı, zamanın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın desteği ve çıkarmış olduğu kanunlar sayesinde yüklü bir vergi borcu yapılandırılması gerçekleşti. Bu vergi yapılanması tamamen Antalyaspor’un önünü açmak içindi. Biz de hepsini takdir ettik. Bunlar eleştirel yorumlar değil, sadece borç ve rakamlar bilinmesi açısından ve o dönemlerde Antalyaspor’a belediye kaynaklarından ne yaratıldığını herkes tarafından bilinmesi gerektiği için artık ben bunları açıklama gereği hissettim.

Ani bir kararla 2008 yılında Hasan Akıncıoğlu görevi bırakmak istedi. Niçin bırakmak istedi? Malum o dönemdeki belediyeden bir lira destek alamıyordu, 22,5 milyon dolar borç vardı seçimden 3 ay önce Başkan Yardımcısı Ali Yılmaz 2.başkan olarak istifa etmişti, araları açıktı, ondan da hiçbir destek alamıyordu. Hasan Başkan da yapı itibariyle kaynak yaratmak için, para istemek veya reklam almak için kimseye de gitmedi. Bu durumda elindeki kadroda miadını doldurmuş, kendisine Mehmet Özdilek tarafından verilmiş rapor doğrultusunda da kadronun da ciddi bir revizeden geçmesi gerekti belirtilmişti.

Biliyorsunuz o kadro da bizi devam edince de kadro düşüren kadroydu ve o kadronun bünyesindeki birçok kişi de gittiği kulüpleri de düşürmeye devam ettiğini gördük. Bunun için görevden affını istedi. Kim cesaret etti göreve? Bizden başkası cesaret eden olmadı. O aşamada bir takım adaylar çıksa da şehir bunları hiçbir zaman ciddiye almadı. Bizim dönemimize kadar hem Antalyaspor A.Ş. hem de Antalyaspor derneği başkanı aynıydı. Genel kurula gidildiğinde bize görevi verecek olan da mevcut başkan Hasan Akıncıoğlu idi. O dönemde hem dernek hem a.ş. tek kişide olduğu için, her ne kadar yönetim kurulu olsa da, aile şirketi olarak yönetildiği için zaten kimsenin konuşmaya hakkı yoktu.

O dönemde Belediye Başkanı olan kişi de hiçbir şekilde Antalyaspor’a müdahil olmuyordu, karışmıyordu. Biz tabii ki nezaket olarak daha önce de görev yaptığımız Hasan Subaşı, Menderes Türel, Sedat Peker ve Cihan Bulut gibi isimlerden destek istedik. Onlar da desteklerini vereceklerini her ortamda zikrettiler. Seçildikten sonra herkese teşekkürlerimizi ilettik ve onore ettik.

Geldiğimiz nokta itibariyle her yıl seçim söylentileri ortaya çıktı. Biz geçen yıl süper lige çıktıktan sonra Temmuz’da mali genel kurul yaptık ve 2 yıllık proje hazırlayabildik. Ardından Menderes Türel başkanımız bizden genel kurul’a gitmemizi istedi. Bende Büyükşehir Belediye Başkanımızı kırmadım seçime gittim. Şimdiye kadar biz ne konuştuysak isimsiz konuştuk, artık bu saatten sonra isimsiz konuşmamızın hiçbir anlamı yok.

Menderes Türel başkan beni bizzat makamında kabul ederek, “ Güven tazele yarından sonra 3-4 maç mağlup olup seyirci üzerine gelirse ben de sahip çıkamam' dedi. Bizden genel kurul istedi. Ben de büyükşehir belediye başkanımızı kırmadım, seçime gittim. Yönetim kurulu olarak heyecanlı ve hırslı yapımız nedeniyle 3 yıllık planlama doğrultusunda Antalyaspor'a talip olduğumuzu söyledim. Ağustos ayında yapılan genel kurulda güven tazeleyerek göreve geldik.
 
Genel kurulda 3 yıllık güven aldıktan sonra dünyanın takip ettiği takım, tanıtımda bir numara olduklarını, ardından Avrupa'da oynayan bir takım hedefine ulaşmaya sıra geldi. Dünya markası olma yolunda Avrupa kupalarında oynayarak taçlandırmaya yetecek kadroya sahip olduğumuzu paylaştık. Hedeflerimiz gerçekten çok büyüdü. Güzel şeyler yaptık ama Alanyaspor'un şampiyonluğunu kutladığımız Konya'dan döndüğümüz günde bize telefon geldi. Dernek yönetimi tarafından bizimle görüşülmek istendi. Cumartesi günü sabah başta dernek başkanı Nafiz Tanır olmak üzere Antalyaspor AŞ’yi temsilen masaya oturduk. 2008'de 'Bundan sonra siyaset işin içinde olmayacak, sivil yönetim olacak' diyenler şimdi 'Biz istediğimiz zaman getirir, istediğimiz zaman göndeririz' zihniyeti geri gelmiştir. Antalya için Antalyaspor için çok acı dönem. Dernek yönetimi kendilerine talimat geldiğini ve görevi bırakmamız istendiğini söylediler. Dernek başkanına görevi bırakmamızı söyleyen kişi büyükşehir belediye başkanımız Menderes Türel. Şehirde dedikodular dolaşmaya başladı. Sayın cumhurbaşkanımız ve dışişleri bakanımızın bizi istemediği, tepeden Ali Şafak Öztürk'ün istendiği, talimatla göreve getirileceği söylemleriyle karşı karşıya kaldık. Her şeyden önce şahsımı Eto'o transferi için tebrik eden Cumhurbaşkanımızın, her şey güzel giderken ne de Bakanımızın bizi istemezlik yapmayacağını bilen kişileriz. Bunun sadece kişilerin kendi düşüncesi olduğunu biliyoruz. Şehrin ayağa kalktığı, futbolun ön planda olduğu yerde Ankara tebrik eder, dur demeyeceğini adımız gibi biliyoruz. Bizim projemiz 3 yıllıktı. Genel kurulun verdiği görev hiçe sayılarak 'dur' dediler. Görevden kaçan biz değiliz."

2013'te Akıncıoğlu'nun görevi bıraktığını, şimdi yönetimde yer alacağı söylemlerine değinen Gencer, kendisi başkan olmadan önce kaybolan cesaretin geri geldiğini ve kendilerine asla verilmeyen belediye desteğinin yeni yönetime vaat edildiği için eski kıskançlıkların su yüzüne çıktığını söyledi.

Başkanlık görevini yaptığı süreçte eleştirildiğini anlatan Gencer, kullandığı arabanın hediye edildiği iddialarına tepki gösterdi.

1980 yılından itibaren bizzat siyaset ve ticaretin içinde yer aldığını dile getiren Gencer, 80'li yıllarda Antalya'ya gelen ilk sıfır arabayı alan kişiler arasında bulunduğunu belirtti.

Antalyaspor'a başladığında 2 tane ABD markası arabası olmasına rağmen, 8 yaşındaki aracını takas ederek yenilediğini dile getiren Gencer, 60 bin dolar değerindeki arabasının 1 milyon lira olduğu yönünde söylenti yapıldığını aktardı.

Kendisine çamur atıldığını savunan Gencer, takas yaptığı arabasının farkını ödemesine rağmen hediye edildiği gibi eleştirilere maruz kaldığını söyledi. Kendisi lüks arabaya binerken bisikleti olmayan kişilerin eleştiri yaptığını söyleyen Gencer, kendisine yönelik belden aşağı saldırıları çok çirkin olarak nitelendirdi. Gencer, hayatında hiçbir futbolcu transferi yapmamış kişilerin menajer ve imza paraları gibi konularda kendisini eleştirdiğini belirtti.

Antalyaspor'u 22.5 milyon dolar borç ve 1250 seyirci sayısıyla devraldığı sürecin ardından 30 Haziran'da yapılacak genel kurul öncesi kulübün 27.5 milyon dolar borcu ve 50 bin 850 Passolig kart sahibi taraftarı olduğunu vurgulayan Gencer, "Şehrin sonuna kadar güvendiği, UEFA hedefleyen kadro devrediyoruz. Kulübü batırdığım iddia edilen saldırılar var. Her şey ortada. Biz hiçbir zaman borcumuz yok demedik ama Antalyaspor'u da olduğu yerden kötü yere götürmedik. Tam tersi iyiye götürdük. 2013'teki borç ve kadroya bakın ve 2016'daki borç ve kadroya bakın" dedi.

Gencer, geçen yıl Antalya'nın yeni stadı hakkında yaptığı basın açıklamasındaki söylemlerinden dolayı Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'tan özür diledi. Stadın devralma işlemi hakkında tepkisini dile getiren Gencer, "O basın açıklamasını ben kendim yapmadım. Benden istendiği için yaptım. Bunu da Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'a aktardım. Bakanımızın bilgilendirilmesi için rica ettim. 2015 yazında sayın genel müdür stadı teslim almamız için Ankara'ya davet etti. Ama Antalyaspor sevdalısı, Antalyaspor aşığı büyükşehir belediye başkanımız, stadyumu kendine alacağını ve bize masrafı çektikten sonra düşük bedelle devredeceğini söylemişti. Bir yıldır bekliyoruz devredilecek diye. Türkiye'de tüm statlar devredildi. Biz maalesef bu zamana kadar valilik tarafından kulübe gelmiş stat kirası olarak borçlanma 1 milyona yakın. Bizden her hafta tüm giderler fatura ediliyor, ödenmediği için de icra işlemi anında valilikten geliyor. Biz prosedür olarak büyükşehir belediyesinin stadı devralamayacağını biliyorduk. Defalarca söylememiz, bürokratların yanlış yönlendirmesi neticesinde 1 yıldır Antalyaspor ve Antalya şehri kendisi için yapılmış statta sadece maç oynamaktan başka bir şey yapamadı.

Biz kaçmadık hiç bir zaman cesaretimizi kaybetmedik. Maddi destek verilmemesine rağmen ve verilecek destekler engellenmesine rağmen yönetim kurulu olarak projelerimizi gerçekleştirerek, gücümüzden hiç bir şey kaybetmedik. Asla görevden kaçmayız. Tek suçumuz Antalyaspor'u futbol şehri yapmamız, dünyaya açılmamız, kurumların milyonlar harcayıp yapamadığını yapmamız, marka değeri olarak herkesin önüne geçmemiz. Bize Antalya siyaseti 'dur' dedi. Başka dur diyen olmadı. Biz her zaman görev verildiği zaman, arz edildiği zaman, Antalya kamuoyu istediği zaman göreve hazırız. Bize dur dendiği için, 30 Haziran'da aday olmamamız istendiği için aday değiliz. Bunun bilinmesini istiyoruz. Görevden kaçacak, görev verildiği andan itibaren almayacak bir yönetim kurulu değiliz."



Sayfa Adresi: http://buyukantalya.com/haber/GULTEKIN-GENCER-GIDERAYAK-SUCLADI/93162