Antalya Ticaret Borsası (ATB) Mayıs ayı Meclisi, Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan başkanlığında toplandı. Meclis Başkanı Kayan, Ramazan’ın tüm insanlığa hayırlar getirmesini diledi. ATB Toplantı salonunda yapılan Meclis’te yönetimin bir aylık çalışması üyelerle paylaşıldı. Kent gündemi ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATB Başkanı Çandır, sözlerine Ramazan ayının Türk milletine ve tüm insanlığa barış, huzur ve bereket getirmesini dileyerek başladı.
ÇEVRECİ DUYARLILIĞIMIZ DEVAM EDECEK
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” sözlerini anımsatan Çandır, “Toprağını, suyunu, havasını, dağını ve taşını kullandığımız kentimizin eşsizliğini, hem bize bir kez daha hatırlatmış hem de torunlarımıza nasıl bir miras bırakmamız gerektiğini vasiyet etmiştir” dedi. Göreve geldikleri günden beri Antalya için söylemleri ve yaptıklarının bu anlayış çerçevesinde gerçekleştiğini kaydeden Çandır, “Tabii ki kentimiz için bu sahiplenmeyle çalışan sadece biz olmadık. Antalya’mızı bu düsturla sahiplenen kurumlar ve kişilerle de her zaman birlikte hareket ettik. Mademki bu eşsiz kentimizin doğasını, çevresini ve nimetlerini kullanmaktayız, o zaman torunlarımızın emaneti olan da bu nimetleri tahrip etmeden kendilerine ulaştırmalıyız. İşte birlikte hareket ettiğimiz tüm kurum ve kişilerin ortak vazgeçilmezi de bu prensip olmuştur” diye konuştu.
ÇEVRECİ BÜYÜKNOHUTÇU’YU ANDI
Çevre mücadelesi verirken hunharca katledilen Ali Ulvi Büyüknohutçu ve eşini anan Çandır, “Antalya aşıklarıydı” dedi. Çandır, şunları söyledi: “Öncelikle kendilerine Allah’tan rahmet, kederleri ailelerine ve tüm Antalyalılara da baş sağlığı dilerim. Finike’de komşularının ve köylülerinin Ali Baba namıyla bildiği Ali Ağabey ve eşi, Antalya’yı eşsiz yapan değerlerinden Finike’nin; meyvesinden ağacına, toprağından taşına topyekûn sahip çıkmayı ve mücadele etmeyi bir yaşam tarzı haline getirmişlerdi. Kışın yaptığımız bir görüşmede rahmetli Ali Ağabey, Finike’nin asırlık sedir ormanlarını, sedir salgı ballarını, nar ve portakal ağaçlarını ve nihayet tüm doğasını korumamız gerektiğini bizlere yaşadığı örneklerle anlatmıştı. Çok etkilendiğim ve yakından takip ettiğim için ben de bu durumu geçtiğimiz yıl içerisindeki meclis toplantılarımızda sizlerle ve kamuoyuyla paylaşmıştım. Şimdi bir kez daha belirtmek istiyorum ki, rahmetli Ali Ağabeyin ve eşinin Antalya ve Finike için yaşadığı endişelerin ve korkuların, hiç birinin gerçekleşmemesi uğruna aynı kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”
DÜŞÜK BAZ ETKİSİ OLACAK
Ali Çandır, Meclis’te ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 2016 yılında tarım sektörünün yüzde -4.1, ilk çeyreğinde ise yüzde -4.3 küçüldüğünü belirten Ali Çandır, “Bu yıl sektörümüzün ilk çeyrekte daha fazla büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Bunun en önemli nedenlerinden biri, geçen yılın yarattığı düşük baz etkisi olacaktır” dedi.
REHAVETE KAPILMAYALIM
Antalya tarımının da bu büyümeden nasibini alacağını söyleyen Çandır, şunları kaydetti: “Nitekim kriz öncesi rakamlardan uzak olsak da yılın ilk dört ayında kentimizin toplam ihracat performansı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 artış gösterirken, yaş meyve sebze ihracat performansımız yüzde 36 artış göstermiştir. Diğer taraftan sektörümüzü doğrudan ilgilendiren tarım kredilerinde yüzde 31’lik, toptan ticaret kredilerinde yüzde 10’luk artış yaşanmıştır. Büyümemize pozitif etkide bulunan mevduatlarımızda Türk Lirası cinsinden yüzde 12, döviz cinsinden ise yüzde 16’lık artış gerçekleşmiştir. Bu temel göstergeler Antalya ekonomisinin ve sektörümüzün 2016 yılında yaşadığı sıkıntıyı belirli ölçülerde azalttığını göstermektedir. Ancak hemen belirtmeliyim ki, gerçek potansiyelimizi göstermekten uzak bir büyüme rakamı ile karşı karşıya kalacağız. Yani önümüzdeki günlerde açıklanacak olan 2017 yılı ilk çeyrek büyüme rakamları bizi rehavete sürüklememelidir.”
SEFERBERLİK HALİ HALA GEÇERLİ
Bütün iyileşmelere rağmen hala tarımda bir seferberlik halinin geçerliliğini koruduğunu ifade eden Çandır, “Antalya Ticaret Borsası olarak bu tespiti yaptığımız günden beri üyelerimizle, çalışma gruplarımızla, tarım sohbetleri, sektörel analiz toplantılarımızla bu seferberlik halinin kapsamını ve özünü tartışıyoruz. Bu konuyu tartışmaya açmamızın sebebi; tarımsal üretim ve ticarette uzun dönemdir yaşadığımız bozulmaların yanı sıra, son dönemde ortaya çıkan ve sektörü son derece olumsuz etkileyen olaylardır” diye konuştu.
TARIMIN ENFLASYON SEBEBİ GÖSTERİLMESİ HAKSIZLIK
Tarım ve gıda ürünlerinin yükselen enflasyona temel sebep gösterilmesini büyük bir haksızlık olduğunu kaydeden ATB Başkanı Çandır, “Hem uzun dönemli geçmiş veri analizleriyle hem de kısa vadeli veri analizleriyle defalarca enflasyonun yükselmesinde tarım ve gıda fiyatlarının diğer kalemlere oranla enflasyona daha az etkide bulunduğunu ifade ettim. Ancak, hala bu durumun gerçekmiş gibi ulusal medyada işleniyor olması, tarımı nesnel bilgilere dayalı olarak değerlendiren sektör paydaşlarını harekete geçirmelidir. Bu örnekten devam etmek gerekirse, geçen ay ulaştığı 10 TL’lik rakamlarla ülke gündemini meşgul eden domates bugün itibariyle Antalya halinde 1 TL civarında işlem görmektedir. Birkaç gün sonra açıklanacak Mayıs Ayı enflasyonu hala yüksek çıkarsa bunun sorumlusu ne olacak? Domates fiyatı düşünce Gıda Komitesi’nin meşguliyeti ne olacak? Çok merak ediyorum” diye konuştu.
İTHALAT SOPASI KOLAYCILIK
Tarımda seferberliğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan Çandır, “Tarımda seferberlik çağrısının diğer amacının tarımsal üretim ve ticaretle uğraşan insanları ithalat sopasıyla ve zaptiye tedbirlerle terbiye etme veya fırsatçılık suçlamasıyla hizaya getirme kolaycılığından vazgeçmeyi sağlamaktır. Her sektörde olduğu gibi tarımda da kötü örnekler olabilir” diye konuştu. Devletten beklentilerini de sıralayan Ali Çandır, “Birincil beklentimiz, bütün sektörü töhmet altında bırakan ve sektöre hak etmediği itibar kaybı yaşatan uygulamalar yerine, bunları titizlikle ayıklayan bir uygulamaya gitmesidir. Böylece mevsimsel etkilerden kaynaklanan arz talep dengesizliğinin yarattığı doğal fiyat hareketliliğinin dışında hareket edenleri ayıklamak daha somut ve kolay olacaktır. Bu beklentimiz, hayati derecede önem taşımaktadır. Çünkü doğrudan sektörel itibarımızı zedelemektedir” dedi. Çandır, Ramazan ayında tarım ürünleri ve gıda ürünlerinin fahiş fiyatlarla satıldığı ve tüm sektörün fırsatçılık yaptığı gibi oluşturulan algıdan da rahatsız olduğunu vurguladı.
RUSYA’NIN YÖNTEMİ YASAKLAMA OLMAMALI
Rusya ile ticari ilişkilerin yapılan üst düzey görüşmelerin ardından normalleşme yolunda ilerlediğini belirten Çandır, “Ancak domates ve benzeri tarım ürün ihracatı henüz bu iyileşmeden nasibini almamıştır. Rus yetkililerce üreticilerini korumaya yönelik bir gerekçe sunulsa da dünya ticaretinde bunun yöntemi yasaklama değil, üretim dönemine uygun olarak vergilendirmedir. Yetkililerimizden talebimiz, bu konuyu müzakere ederken iki ülke üretimindeki mevsimsel üretim dönemlerini göz önünde bulundurarak her iki ülke üreticilerini ve ihracatçılarını rahatlatacak çözümü sağlamalarıdır. Bu çözümün teknik detayları için sektör her zaman katkı vermeye hazırdır” diye konuştu.
ZEYTİNLİKLER İMARA AÇILMASIN
Sanayi, Ticaret, Enerji Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nun gündeminde zeytinlik, mera ve kıyıların imara açılmasını öngören “Üretim Reform Tasarı” bulunduğunu anımsatan ATB Başkanı Çandır, tasarıya iktidardan muhalefete kadar sanatçılardan üreticilere kadar toplumun her kesiminden itirazlar geldiğini belirtti. Özellikle zeytinlikleri tehdit eden tasarının kendilerini de endişeye sevk ettiğini söyleyen Çandır, şunları söyledi: “Meclis gündemine defalarca getirilen ve her defasında reddedilen düzenlemeyi zeytinciliğin idam fermanı olarak görüyoruz. Bu ısrarı anlamakta zorluk çekiyoruz. Komisyon üyelerinin bu yanlıştan döneceğini düşünüyor, dönülmezse de Gazi Meclisimizin genel kurulda bu yanlışa dur diyeceğine inanıyoruz. Gerekçesi ne olursa olsun, tarım topraklarımızı ve zeytinliklerimizi tehdit eden her türlü girişimin karşısında olduğumuzu bir kere daha ifade ediyorum.”
TARIMI GELİŞTİRECEK GÜZEL HABER
Hazine taşınmazlarının tıbbi ve aromatik bitkiler ve süs bitkilerini yetiştirmek üzere kiraya verilmesinin önünün açıldığını belirten Çandır, son 10 yıldır başta inşaat ve turizm sektörüne sağlanan kiralama olanağının tarım sektörüne de getirildiğini belirtti. Çandır, “Umuyorum ki son yıllarda arazi darboğazı yüzünden yatırım ve büyüme sıkıntısı çeken sektörlerimiz uzun dönemli kiralama olanağı ile sürdürülebilir yatırım imkanına kavuşacak, büyüme ivmesi kazanacak ve ihracat motivasyonunu artıracaktır. Hazineye ait olan tarım yapılacak olan arazilerin envanterlerinin sektörümüzle paylaşılması, yatırıma hız kazandıracaktır” diye konuştu.
YÖRESEL ÜRÜNLERE DUYARLILIK DEVAM ETMELİ
ATB Başkanı Çandır, yöresel ürünlerle ilgili son dönemde Antalya’da yaşanan sıkıntıları da Meclis gündemine taşıdı. Artık neredeyse her mahallede ya da semtte hemen hemen her gün yöresel ürünler sergisi, panayırı, pazarı veya günleri adı altında etkinlik yapıldığını belirten Çandır, şunları söyledi: “Artık öyle bir hale geldi ki bir taraftan nerede ve nasıl imal edildiği belli olmayan ürünler, vergi ve denetime tabi bulunmayan etkinlikler yöresel adı altında düzenlenmektedir. Bu etkinlikler çevredeki esnafın tepkisini çekmekte ve işlerini sekteye uğratmaktadır. Defalarca yerel ve merkezi mercilere bu rahatsızlığı yazılı ve sözlü olarak iletmemize rağmen, gerekli önlemlerin yeterince alınmadığını gördük. Yine yöresel adı altındaki bir etkinlikle ilgili Cumhuriyet Savcılığı, Antalya Ticaret İl Müdürlüğü ile Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne yazılı şikayette bulunduk. Üstelik bu kez marka tescili Borsamıza ait olan YÖREX adıyla tanıtım ve davette de bulunulmuştu. Şikayetimizin ardından hızlı ve duyarlı tepki göstererek etkinliğe son veren yetkililerimize teşekkür ediyoruz. Valiliğimiz ve belediyelerimizden bu duyarlılığın devamını talep ediyoruz.”
ETİ PAHALI YAPAN MALİYETLER
ATB Meclisi’nde, sektörel konular da görüşüldü. ATB Meclis Üyesi Ata Sönmez, et fiyatlarının yüksek olduğunu söyleyenlerin maliyetlere bakması gerektiğini kaydetti. Sönmez, etin ucuzlaması halinde maliyetlerini karşılayamayan üreticinin gelecek sene hayvancılığı bırakacağını ifade etti. Sönmez, hayvan ırkının değiştirilerek etçil ırka dönülmesi gerektiğini söyledi. ATB Meclis Üyesi Adnan İngeç, süt 2 TL’yi görmediği sürece et fiyatının önüne geçilemeyeceğini kaydetti. ATB Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Simav, etçil ve sütçül ırkın bölge bölge belirlenerek yetiştirilebileceğini söyledi.
TÜCCAR DEVLETLE NASIL REKABET EDECEK
ATB Meclis Üyesi Yusuf Karasu, bu yıl buğdayda iyi verim alınacağını söylerken fiyatı konusunda sıkıntılar olduğunu bildirdi. Fabrikacıların 97 Kuruş’tan buğday almak istediğini, Antbirlik’in 1 TL’den fiyat verdiğini kaydeden Karasu, “biz ne yapacağımızı bilmiyoruz. Hasat bu yıl iyi olacak ama önemli olan pazar. Tüccar devletle nasıl rekabet edecek” dedi. ATB Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan, Akdeniz bölgesinin buğdayının erkenci ürün olduğunu belirterek, fiyatın piyasa şartlarında oluştuğunu söyledi.
ATB meclis Üyesi Fatih Ekinci, havaların serin gittiğini belirterek, üretim sezonunun kaydığına dikkat çekti. Havaların ısınmasıyla tonajın artacağını kaydeden Ekinci, bunun fiyatı aşağı çekmemesini diledi.