Antalya’nın içinde bulunduğu moralsiz ekonomiyi değerlendiren Antalya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, firmaların ya da kurumların bireysel başarı peşinde koşmasının sorunun çözümüne katkı sağlamayacağını, artık farklı şeyler düşünüp durumu fırsata çeviren somut adımlar atılması gerektiğini söyledi.
FIRSAT KISMINA ODAKLANMALIYIZ
Bu gibi durumların geçmişte de yaşandığına dikkat çeken Bahar, “Günü kurtaran çözümler ile sorunun aşılamayacağı ortadadır. Bu kriz bizi bambaşka, hiç bilmediğimiz bir yere götürüyor. Artık farklı şeyler düşünülmeli, daha önce denenmemiş farklı çözüm yollarına gidilmelidir. Bu gibi durumlar kendi içerisinde yeni fırsatlar, yeni inovasyonlar barındırır. Artık ‘Kriz var’, ‘Ekonomik sıkıntı var’ gibi söylemleri bir kenara bırakıp bunların finansal çözümlerine ve mevcut durumun fırsat tarafına odaklanmamız gerekiyor” dedi.
ARTIK POZİTİFE YÖNLENMELİYİZ
Mevcut duruma ilişkin çok ayaklı çözüm yollarının bulunduğunu aktaran Bahar, “Artık çözüme, fırsatlara, en önemlisi pozitife odaklanmamız gerekiyor. Şu anki mevcut durumu fırsata çevirmenin en önemli yollarından bir tanesi masraf yapısı aynı olan, aynı işleri yapan benzer firmaların kaynak israfını bir kenara bırakıp ortaklık kültürüne doğru adım atmaları veya bunları konuşmaya başlamasıdır. İşadamlarının ortaklık ve birleşmeye giderek finansman, satış, insan kaynağı, yönetim gibi faktörlerde güçlenmeleri en önemli çözüm yollarından birisidir. İşadamları arasında kümelenme ve ortaklık kültürünü geliştirerek krizi fırsata çevirmeliyiz. Böylece firmalarımız şu an yaşanan durumdan daha da güçlü çıkabilecektir. Karlılıklarını bu yolla artırmaları halinde mevcut durum sonrası Akdeniz’de daha güçlü firmalar ile karşılaşılması sürpriz olmayacaktır” şeklinde konuştu.
ŞEHRİN DİNAMİKLERİ BİR ARAYA GELMELİ
İkinci olarak şehrin tüm dinamiklerinin bir araya gelerek ortak bir çözüm yolunda hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Bahar, “Ortaklık kültürünü önce şehrin dinamikleri benimseyip hayata geçirmeli ve ortaya çıkacak alternatifler üzerinden firmalara öncülük edilmelidir. Bu, ‘Ben Antalya’yım’, ‘Antalya’yı temsil ediyorum’ diyen tüm kurum ve kuruluşların bir sorumluluğudur ve artık çözüm odaklı, ileriye adım atma gayreti içinde olan bir birlikteliğin zamanı gelmiştir. Ayrıca Devletimizin Antalya’ya olan ilgilisi turizm ile sınırlı kalmamalıdır. Devletimizin güçlü elini tüm sektörlerimizin üzerinde hissetmek istiyoruz. Antalya’nın bu güne kadar ülkesine maksimum düzeyde katma değer sağlamış bir şehir olduğu unutulmamalıdır. Buradaki güçlü firmaların ülkemize sağladığı katma değerler göz önüne alındığında mevcut durumlarını koruyabilmeleri için bu desteği almalarının hakları olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.