Antalya Adalet Sarayı önünde öğle arası gerçekleştirilen protesto eylemine, çoğunluğu Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Antalya Şubesi mensubu 50 kadar avukat katıldı. Avukatların eylemi nedeniyle Antalya Adalet Sarayı çevresinde güvenlik önlemi alındı. Cübbelerini giyerek paketi protesto eden avukatlar adına ÇHD Antalya Şube Başkanı Nusret Gürgöz açıklama yaptı. Avukat Gürgöz, "Halkımızı, iç güvenlik aldatmacasıyla sunulan sıkı yönetim yasasına karşı çıkmaya ve sesimizi avazımız çıktığı kadar yükseltmeye çağırıyoruz" dedi.
MİLLETVEKİLLERİNE UYARI
Bu yasanın bir sıkıyönetim yasası olduğunu, sıkıyönetim yasalarıyla askerlere verilmiş yetkinin bu yasayla polise verileceğini savunan Gürgöz, 'iç güvenlik paketi' olarak adlandırılan bu yasaya TBMM genel kurulunda evet oyu verilmemesi için milletvekillerine çağrıda bulundu. "Tasarıya evet oyu verecek olan milletvekilleri tarih önünde lanetlenmek istemiyorlarsa, yaşanacak yargısız infazlardan, gözaltında kayıplardan, karakol işkencelerinden, yaygın ve kitlesel hak ihlallerinden birinci derece sorumlu olmak istemiyorlarsa, bu yasayı çöplüğe göndermeliler" diyen Gürgöz, aksi halde bu lanetli lekenin onların peşini bırakmayacağını söyledi.
Bu değişiklik paketinin mevcut haliyle yasalaşması halinde TBMM'nin olağanüstü hal ve sıkıyönetim ilan etme yetkilerini fiilen illerdeki vali veya kaymakamlara devretmiş olacağını savunan Gürgöz, "Savcılar ve yargıçlar ise Anayasanın 19'uncu maddesinden kaynaklanan kişi özgürlüğü ve güvenliği çerçevesinde bireyler için yargısal güvence anlamına gelen kolluk üzerindeki denetim yetkilerini, yurttaşlar ise ifade, toplanma ve gösteri yürüyüşü ile hükümeti protesto haklarını polise terk etmiş olacaklar" diye konuştu.
Millet Meclisi alet edilerek halkın hak ve özgürlüklerine bir darbe yapılmak istendiğini iddia eden Gürgöz, açıklamasına şöyle devam etti.
"Bu tasarı yasalaşırsa her gün üzerinde hiç düşünmeden su ve hava gibi kullandığımız özgürlüklerimizi kullanamaz duruma getirildiğimizi hep birlikte göreceğiz. Daha da vahimi, herhangi bir hukuksal sınırlama ve yargısal denetim olmaksızın bu yasayla kolluğa öldürme ve hapsetme özgürlüğünün TBMM eliyle tam bir sorumsuzlukla ihsan edilmiş olduğuna tanık olacağız. Bu tasarı yasalaşırsa, emniyet müdürünün, savcı ve hakimin 'sıralı amiri' pozisyonuna getirileceğini görmek için kahin olmaya gerek yok."