İstanbul'da 26/29 Ocak arasında gerçekleşen Dünyanın 5, Büyük Fuarı olan Emitt'te ödül alan turizm konusunda başarılı çalışmalarıyla tanınan gazeteci turizm uzmanı Aşkın Koç fuardaki organizasyonla ilgili düşüncelerini özel bir yazısıyla değerlendirdi.
Sevgili Turizmci Dostlarım,
Her sene olduğu gibi bu yıl da Holiday Medya olarak Emitt Fuarı’ndaydık. Aynı zamanda da Emitt’in çözüm ortağıydık. Otelleri, seyahat acentelerini, online satış kanallarını, otellere ekipman hizmeti sunan firmaları, seyahat rehberlerini ve sektörün daha bir çok çalışanını aynı çatı altında toplayan Emitt, Türkiye’nin en büyük turizm fuarı ve hepimizin gururu.
Ancak ne yazık ki şunu belirtmeliyim ki; bu sene Emitt geçtiğimiz yıllara göre biraz daha sönük geçti. Otellerin, büyük acentelerin çok rağbet etmemesi ve belediye stantlarının otel aralarında yer alması biraz canımı sıktı. Belediyelerin davullu zurnalı tanıtımları, otelcilerin kendilerine özgün tanıtımları farklı olduğundan aynı salonlarda bulunmaları rahatsız edici oldu.
Profesyonellerin bulunduğu salonda yüksek sesle müzik çalınması gelen ziyaretçilerin de iş birliği yapmalarına da engel olduğunu düşünüyorum. Tabi ki de fuarda belediye de olacak acenteler de, oteller de. Ama bunların ayrı salonlarda bulunması taraftarıyım. Fuarların bir diğer amacı da, turizmcileri kaynaştıracak ortamı hazırlamak değil mi? Ayrıca bir diğer önemli sorun ise birinci ve ikinci gün profesyonel ziyaretçilerin olmasına rağmen halkın fuar alanına alınması da beni rahatsız etti.
Amacım burada birilerini eleştirmek değil. Bir turizmci ve yıllardır bir Emitt katılımcısı olarak, bu görüşlerimin fuar organizasyonuna olumlu katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yalnızca benim değil sizin de görüşleriniz oldukça önemli. Emitt ile gurur duyuyorum. Emitt fuarı Türkiye’mizin, hepimizin. Bununla ilgili çalışmalar yapılması gerekiyor. Burada yeni iş birlikleri oluşturulabilecek bir ambiyans yaratılmalı. Buradaki her acente, her otel gelen misafirlerine sıcak satış yapabilmeli.
Oteller, acenteler satışa yönelik sistemler kurarak, gelen misafirleri teşvik etmeli. Çünkü Emitt’in asıl amacı her bütçeye uygun tatil rotalarını cazip fiyatlarla, erken rezervasyon kampanyaları ve tatil çekilişleri ile ziyaretçilere sunmasıdır. Birilerinin bunlara öncülük etmesi gerekiyor. Ben de buna öncü olacağım ve bununla ilgili çalışmalar yapacağım.
Bir de şöyle bir durum var; Sayın Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz aylarda turizmcilerle ülke turizmini kurtarmak adına bir toplantı yaptı. Çeşitli sivil toplum örgütleri de bu konuda destek verdi. Ancak düşünülmesi gereken en önemli konulardan biri ise kalifiye personel hakları iken bu konuya hiç değinilmiyor. Herkes kendi gemisini kurtarmaya çalışıyor. Bu da büyük bir soruna yol açıyor.
Personellerin haklarının korunması ile ilgili çeşitli yönetmelikler çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü oteller her ne kadar dolu olursa olsun hizmet edecek personel sıkıntısı yaşıyorsa Türk turizmi hizmet kalitesindeki çıtayı yükseltemez. Kış aylarında işlerine son verilen personelin büyük kısmı sezon başladığında yeniden işe dönmüyor.
Turizm sektöründe 6 ay çalışıp 6 ay boş kalan personel artık kendine 12 ay çalışabilecek iş alanları bulmaya veya yaratmaya çalışıyor. Otellerde istihdam edilen personelin 12 ay boyunca çalışmalarına olanak verilmesi gerekiyor. Unutmamalıyız ki otel misafirlerini memnun etmenin ön koşulu personeli memnun etmekten geçiyor.
Yalnızca günü kurtarmayı düşünmemeliyiz. Türkiye’yi nasıl kurtarırız, Türkiye’yi nasıl kalkındırırız bunları düşünmeliyiz. Birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Bunun için de içimizdeki sevgiyi öldürmememiz gerekiyor. Yalnızca kendimizi değil herkesin mutluluğunu, sağlığını düşünmeliyiz. ‘’Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’’ mantığıyla hareket etmemeliyiz.
Hoşçakalın, sevgiyle kalın…