Bayram tatili nedeniyle Antalya'da olan Bakan Çelik, Antalya Havaimanı'ndan Vali Vekili Turan Eren ve protokol üyeleri tarafından saat 11.30'da uğurlandı. Çelik, kentten ayrılışından önce Kobani'de ve yurtiçindeki eylemlere ilişkin soruları yanıtladı. Türkiye'nin sokaklarını karıştırmak, içinde istikrarsızlık yaratmaya kalkmak, kamu binaları, başkonsolosluklara, Kızılay, müzelere, kütüphanelere saldırmanın ne Kobani'ye, ne de çözüm sürecine bir fayda sağlamayacağını belirten Ömer Çelik, şunları söyledi: 

"Şimdi iki argüman öne sürüyor bazı siyasiler. Diyorlar ki 'Türkiye Kobani'ye destek vermiyor.' Şunu herkesin bilmesi lazım ki Kobani'nin yegane, en büyük destekçisi Türkiye'dir. Türkiye Kobani'ye bir insani mesele olarak bakmaktadır. Fakat öteden beri Kobani'ye örgütsel mevzi olarak bakanlar, orayı bir tür örgüt kazanımı haline getirenler, çok fena yanlışlar yaptılar. Bunlardan bir tanesi Esat yönetimiyle kol kola fiili yönetim oluşturmaya çalıştı. İkincisi bunun yanında daha büyük bir yanlış yaptılar, orada bu fiili yönetim oluşturmanın arkasından, Suriye'nin meşru muhalefetine ve diğer Kürt gruplara karşı olumsuz tavır aldılar. O zaman Türkiye uyardı, 'Böyle yaparsanız, başkaları da bu yoldan gider, fiili yönetim oluşturur, özerk alanlar oluşturur ve başka terör örgütlerinin de bu yolu izlemesine yol açmış olursunuz' dedik. Ortaya çıkan tablo bu." 

PYD ile IŞİD arasındaki bu savaşta masum insanların katledildiğini aktaran Bakan Çelik, şöyle konuştu:

"IŞİD terör örgütü orada masum insanları katlediyor. Türkiye'de sokak eylemlerini yapanlar aslında Kobani'ye yegane destek veren ülke olan Türkiye'nin dikkatini Kobani'den iç meselelere kaydırmaya çalışmak gibi yanlış bir iş yapıyor. Kobani'de katliam yapanlara alan açmış oluyorlar. İkinci mesele de şudur; Türkiye, kamu binaları, başkonsoloslukları, Kızılay binalarına saldırmak ve arkasından da 'Kobani düşerse çözüm süreci düşer' demek, Türkiye'nin yürüttüğü milli bir süreç olan çözüm sürecine fayda sağlamaz, tam tersine dışarıdaki bir olaydan yola çıkarak çözüm sürecini sabote etmek gibi bir sonuç doğurur. Bu, sabotaj faaliyetini yapmak isteyenlere, çözüm sürecine karşı olanlara destek vermek anlamına gelir."

Burada 'akıl dışı bir tutum' olduğunu aktaran Ömer Çelik, "Bu akıl dışı tutum da şu; Bu sokak eylemlerini yapanlar, şiddet eylemlerine başvuranlar, bu yaptıklarıyla Kobani'nin yegane destekçisi olan Türkiye'nin dikkatinin Kobani'den iç meselelere kaymasını sağlayarak, Kobani'nin düşmanlarına destek vermiş oluyor. İkinci mesele de kendi içerisinde yürüyen ve bölgedeki son 20 yılın tek başarı hikayesi olan ve vatandaşlarımız tarafından da olumlu bulunan çözüm süreciyle Kobani'yi ya da başka yerleri ilişkilendirerek, aslında çözüm sürecini öteden beri sabote etmeye çalışanlara koz vermiş oluyor" diye konuştu.

Herkesin sağduyulu, itidal içinde davranması gerektiğini kaydeden Bakan Çelik, "Sokaklarda bu şiddet eylemlerine son verilmesi lazım. Sokaklardaki şiddet eylemleri, Kobani'nin düşmanlarına katkı sağlar, çözüm sürecine olumsuz bakanlara katkı sağlar. Herkesin itidal, sağduyu içerisinde vatandaşlarımıza hiçbir zarar gelmeden derhal bu eylemlere son vermesi gerekir. Aksi halde asıl iddia ettikleri tezlere, Kobani'ye zarar vermiş olacaklar" dedi.