CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Anayasa görüşmeleriyle ilgili yaptığı açıklamada;  birkaç meslek kuruluşu dışında sivil toplum kuruluşlarının ve meslek örgütlerinden değişiklikler konusunda kapsamlı bir değerlendirme ortaya konulmadığına dikkat çekti.
 
 OHAL düzeni ve iktidarın uygulamalarıyla ağır bir baskı ortamı oluşturulduğunu kaydeden Budak, “AKP hükümetleri, Türkiye’de bir korku imparatorluğu oluşması için her türlü ortamı hazırladı. Bir dönem bunu FETÖ örgütünün elemanlarının yasadışı faaliyetlerine göz yumarak yaptı. Suçsuz insanların özgürlükleri elinden alındı.  Bugün de yine benzer bir tablo var. Gazeteciler neyle suçlandıklarını bilmeden aylardır cezaevinde. Aylardır iddianameler hazırlanmıyor. Haber nedeniyle gazeteciler hakkında müebbet hapis cezası isteniyor.
 
‘Cumhurbaşkanı’na çay vermem’ diyen, Suriye politikasını eleştiren cezaevine atılıyor. Anayasa değişikliği, neyle suçlandığını bilmeden, aylardır iddianamesi yazılmayan insanlara adalet getirecek mi?  Devleti yönetenler, olağanüstü hal düzeni içinde hukuki kavramlarla bağdaşmayan şekilde düşman, terörist ve vatan haini üretiyor. Ne TBMM’de ne de sokakta sağlıklı bir tartışma ortamı var. Ve Türkiye böylesine bir baskı ortamında, toplumsal uzlaşma metni olması gereken, tüm toplumu kucaklaması gereken anayasa değişikliğini görüşüyor” dedi.
 
KUTUPLAŞTIRAN ANAYASA
 
Anayasa değişikliklerinin bir ilke veya öngörüye dayanmadığını bu yönüyle de sistematik bir bütünlük göstermediğini kaydeden Budak, “Türkiye’ye ucube bir sistem dayatılıyor. Türkiye, anayasal devletten, kağıt üzerinde anayasalı bir devlete dönüştürülüyor. Bir ilke, bir öngörü yok. Tamamen fırsatçılık.
 
Alçak 15 Temmuz Darbe girişimi ve OHAL’in oluşturduğu baskı ortamı içinde, sokakta ve TBMM’de tartışılmadan hemen geçirmek istiyorlar. Halkın önüne gittiğinde de yine kutuplaşmadan medet umuyorlar. Ancak daha çok düşman yaratarak, daha çok kutuplaştırarak varılacak yer barış ve huzur olmayacaktır. Anayasalar düşman yaratarak, kutuplaştırarak değil, uzlaşma ile ortak akılla yapılırsa ülkeye barış ve huzur getirir. Tek adam diktatörlüğü değil, demokrasi, hukuk, adalet ve kuvvetler ayrılığı güçlendirilirse barış ve huzur gelir.  Ancak öyle görülüyor ki AKP huzurlu bir Türkiye istemiyor.”