Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Belek, 2012 yılında AÜ Tıp Fakültesi Morfoloji binasında dekanlığın mescit açılması kararını eleştirdi. Arama motoru google'da yer alan 'Onurluakademisyenlik' adlı grupta düşüncelerini paylaşan Doç. Dr. Belek, üniversite kaynaklarının öğrencilerin, yemekhane, derslik, laboratuvar gibi ortak gereksinimleri için kullanılmasını, isteyenlerin fakülte hastanesinde bulunan mescidi kullanabileceğini yazdı. Doç. Dr. Doç. Dr. Belek'in aynı mesajında "Kafaları bilime, eğitime, araştırmaya yönlendirmemiz gerekiyorken, 'İsteniyor' diye ortamı dincileştirmek başka şeylerin amaç edinildiğinin göstergesi olabilir" ifadeleri, hakkında soruşturma açılmasına neden oldu.
MAAŞ KESME CEZASI VERİLDİ
Üç isimsiz şikayet dilekçesi üzerine google grubuna gönderdiği mesajlarla 150 öğretim üyesini idareye karşı kışkırtmaya çalışmak, kişilerin inanç ve ibadet özgürlüğüne karşı çıktığı ve dini vecibelerini öğrenim gördükleri okulda yerine getirmek isteyen öğrencilerin ibadet özgürlüklerinin engellenmek istediği iddialarıyla Doç. Dr. İlker Belek hakkında soruşturma başlatıldı. Görevden çıkarma istemiyle başlatılan soruşturma sonunda Doç. Dr. Belek'e 'görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak' şuçlamasıyla maaş kesme cezası verildi.
İdarenin kararına karşı Antalya 2'nci İdare Mahkemesi'nde açılan dava, 5 Mart günü sonuçlandı. Mahkemenin oy birliğiyle aldığı kararda 'Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına ya da toplu olarak açıklama ve yayma hürriyetine sahiptir' şeklinde düzenlenen Anayasa'nın 26'ncı maddesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne atıfta bulunalarak, Doç. Dr. Belek'in ifadelerinin düşünce özgürlüğü kapsamında olduğu hükmüne varıldı.
Mahkeme kararında şu ifadeler yer aldı:
"İfade edilen düşüncelerin bir kısmı toplumun bir kesimi tarafından kabul edilemez bulunsa dahi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yerleşik içtihatları doğrultusunda, devletin ya da toplumun bir bölümünün aleyhinde olan, tasvip edilmeyen, şoke eden, rahatsız eden bilgi ve düşüncelerin de ifade özgürlüğü kapsamında olduğu gözetildiğinde, davacının ifadelerinin Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin açık olduğu görülmektedir."
Konuyla ilgili Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği'nden yapılan açıklamada, mahkemenin iptal kararının gerekçesinin, pek çok üniversitede öğretim üyelerine karşı açılan haksız soruşturmalara ışık tutacak nitelikte olduğu belirtilerek, "Üniversite kavramını oluşturan özgürlük, özerklik, demokratiklik, laiklik bileşenlerini her zaman sahip çıkacağımıza bir kez daha yüksek sesle ifade ediyoruz" denildi.