Uluslararası Antalya Üniversitesi, Türk-Rus Kültür Merkezi, Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Türkiye Cumhuriyeti Moskova Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği'nce düzenlenen 3'üncü Türk-Rus Entelektüeller Buluşması, Delphin Imperial Hotel'de başladı. Türkiye ve Rusya'dan akademisyenler ile düşünce kuruluşlarından yetkilileri bir araya getiren toplantıda din eksenli politikalar ve Paris'teki katliam konusu da öne çıktı.
8-12 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen buluşmanın açılış konuşmasını, Uluslararası Antalya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cihat Göktepe yaptı. Prof. Dr. Göktepe, artık geleneksel hale gelen Türk-Rus Entelektüeller Buluşması'nın her iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve pekiştirilmesinde önemli rol oynadığını aktardı.
ORTADOĞU'DA MÜSLÜMAN MÜSLÜMANLA SAVAŞIYOR
İki ülkenin değişik üniversitelerinden 40 akademisyen, yazar, siyaset bilimcisi ve düşünce kuruluşlarından yetkililerin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda Dışişleri eski bakanlarından Yaşar Yakış da değerlendirmelerde bulundu. Yakış, din eksenli siyasetin dışlayıcı bir özelliği olduğunu söyledi. "Yani İslami esasa dayalı bir dış politika, İslamı olmayan ülkeleri dışlıyor. Avrupa 'İslamfobia'yı benimseyerek Hıristiyan olmayanları dışlamak suretiyle bir dış politika geliştiriyor. Rusya'da, Batı Avrupa'da Ortodoksluk yaygın olmadığı için mezhepsel nedenlerle dışlanıyor" diyen Yakış, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla iç politikayı ya da dış politikayı dine göre tanımladığınız takdirde mutlaka dışlayacağınız kesimler çok olacaktır. Hatta aynı dinin farklı tarikatında bile birbirini dışlıyor. Bugün Ortadoğu'da Müslüman Müslümanla savaşıyor. Neden? Çünkü 'O benim tarikatımdan ya da benim mezhebimden değil' diye bakıyor. Hatta aşırı Müslümanlar arasında dahi aşırı değilse daha fazla aşırı olanla ihtilaf halinde. Dolayısıyla din eksenli siyaset yapıldığı zaman mutlaka birisini dışlamak zorunda kalırsınız."
DİNİN GÜNLÜK POLİTİKAYA ALET EDİLMESİ TEHLİKELİ
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ise İslamiyetin terörizme indirgenmemesi gerektiğini söyledi. Ancak dinin günlük politikaya alet edilmesi yüzünden genel gidişatın iyi olmadığını, dünyanın hızla fikir özgürlüğüne karşı bir noktaya gittiğini anlatan Prof. Dr. Bağcı, "İdeolojik çatışmadan fiziki bir çatışmaya, güç kullanmaya kadar giden bir süreç var. Özellikle son dönemlerde yolsuzluklardan eğitime kadar çok daha fazla dini söylemlerle hareket ediliyor. Çok fazla dini değerlerle hareket eden bir siyasal yapıya gitmek insanı hem akıldan, hem demokrasiden hem de özgür düşünceden uzaklaştırır. Dini özellikle eğitim ve siyasal yapıdan devre dışında tutmak gerekir. Dinin siyasal yapıyı belirlemesi tehlikli olan. Yoksa din herkesin özelidir. Özeli genele yaymaya başladığınız zaman bunun altından kalkamazsınız. 'Lütfen demokrasiden ve laiklikten ayrılmayın' diye İslam dünyasından bile telkinler gelmeye başladı."
Paris'te yaşanan katliamla ilgili Türkiye'nin ve Diyanet İşleri'nin tepkisini yerinde bulduğunu da anlatan Prof. Dr. Bağcı, İslamiyetin terörizme indirgenmemesi gerektiğini söyledi.
RUSYA'DA DİNE HAKARET SUÇTUR
Moskova Devlet Üniversitesi Siyaset Fakültesi Öğretim Üyesi ve Siyasi Araştırmalar Merkezi Müdürü Sergey Markov ise Rusya'da Paris'teki gibi bir katliamın yaşanmasının mümkün olmadığını açıkladı. Aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Putin'in elçiliğini yaptığını anlatan Markov, "Rus demokrasisinde ifade özgürlüğü ile din özgürlüğünde dengeler vardır. Örneğin Rusya'da dini değerlere hakaret edemezsiniz. Bunlar yasaktır ve de suçtur. Bu nedenle Paris'teki gibi bu tarz karikatürler de yayınlanmaz. Bu nedenle Paris'te yaşanan olayların bizde yaşanması söz konusu değildir" dedi.
Rusya'da Ortodoks, Müslüman, Yahudi ve Budist inancına hiçbir surette hakaret edilemediğini anlatan Markov, "Bunlar devlet tarafından kontrol edilir. Hakaret suçtur" dedi.