Yılda 3 milyon yerli ve yabancı tatilcinin ziyaret ettiği Kaleköy, zirvedeki Simena Kalesi, su altındaki Batık Kent, taş evler, kaya mezarları ve antik tiyatrosuyla adeta açık hava müzesini andırıyor. Yazar Falih Rıfkı Atay'ın 'Yeryüzündeki Cennet' diye nitelendirdiği Kaleköy'e, ada olmamasına rağmen karayoluyla ulaşım mümkün olmadığı için sadece deniz yoluyla gidiliyor. Araç bulunmadığı için sessiz ortamı, temiz havasıyla dikkat çeken Kaleköy, Simena Kalesi ve antik tiyatrosuyla turistlerin ilgisini çekiyor. 

MAVİ TURA ÇIKANLARIN UĞRAK YERİ

Antalya'ya 185 kilometre uzaklıktaki Kaleköy, mavi tura çıkan yatların uğrak yerleri arasında yer alıyor. Yatlardan inen ziyaretçiler, içerisinde Ortaçağ'dan kalma tiyatro ve tapınak bulunan Simena Kalesi'ne çıkıyor. Yaklaşık 300 metre yükseklikten Batık Şehir, doğal liman olan Üçağız Köyü ve adaların eşsiz manzarasını izlemenin keyfine varan ziyaretçileri, denizin içindeki Likya lahiti karşılıyor. Tarih, doğa ve deniz üçlemesinin iç içe olduğu bu şirin köy, berrak deniziyle ilgi görüyor.

YAPILAŞMAYA İZİN VERİLMİYOR

M.Ö. 4'üncü yüzyıldan kalan bir Likya kenti olan Kaleköy, bir kartal yuvasını andırıyor. Birinci derece 'sit' alanı olduğu için yapılaşmaya izin verilmeyen Kaleköy'de, tatilciler ve bölge sakinleri birer simge haline gelen Likya dönemine ait taş evlerde konaklıyor. Kaleköy'de konaklamak isteyenler ise taş evlerden oluşan toplam 100 yataklı 4 pansiyonda kalıyor ancak yaz aylarında taş evlerin her biri pansiyon olarak ziyaretçilerin kullanımına açılıyor.

SANKİ CENNETTEN BİR KÖŞE

Kaleköy'de tatil yapan Fikri Mesci, Kaleköy'ün denizi, doğası ve tarihi dokusuyla sanki cennetten bir köşe olduğunu söyledi. Sabahları kuş sesleriyle uyandıklarını belirten Mesci, "İyi ki tatil için burayı tercih ettik. Huzurlu bir tatil için ideal bir yer" dedi. 

CARETTA CARETTALARI GÖRDÜK

Yerli tatilcilerden Hicran Benli ise, "Kaleköy'ün methini çok duydum. Daha önce internetten araştırmıştım. Carettacerettaları çok merak ediyordum. Geldiğimizden beri 40'tan fazla carettacaretta görme şansımız oldu. O yüzden kendimizi çok ayrıcalıklıhissediyoruz. Burası çok özel bir mekan. Tarihi dokusu da var. Burada olduğumuz için çok heyecanlıyız. Herkesin buraya gelmesini öneriyoruz" diye konuştu.

Kaleköy'e ilk kez gelen Uygur Aydemir da tarih, doğa ve denizin iç içe girdiği yarımadanın insanlara sunulan olağanüstü bir güzellik olduğunu dile getirdi.