İMO Antalya Şubesi'nde Başkan Cem Oğuz ve yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması yapıldı. İMO Şube Başkanı Cem Oğuz, 15 yıl önce meydana gelen Gölcük merkezli depremin başta Gölcük ve İzmit olmak üzere İstanbul, Sakarya, Yalova ve Bolu'ya kadar yıkıcı etkisini hatırlatarak, on binlerce insanın hayatını kaybettiği, yüzbinlercesinin yaralandığı, ülke ekonomisine ağır darbe vuran depremin bilinen ancak yok sayılan pek çok gerçeği gün yüzüne çıkardığını aktardı. Cem Oğuz, "Anlaşıldı ki ülkemizde yapı stoku güvenli ve sağlıklı olmaktan uzaktı. Pek çok yapı kaçaktı ve mühendislik hizmeti almadan inşa edilmişti. 20 milyon olarak tahmin edilen yapı stokunun büyük oranlarda yenilenmesi, güçlendirilmesi gerekiyordu" dedi.
DOĞAL AFET GİBİ YAŞANIYOR
Temel sorunun yapı üretim sürecinin ve mesleki uygulamaların niteliksizliği ve denetimsizliğinden kaynaklı olduğunu vurgulayan Cem Oğuz, bir doğa olayı olan depremin Türkiye'de doğal afet gibi yaşanmasının ve bir türlü önlem alınmamasının sorunun kaynağını oluşturduğuna dikkati çekti. Doğa olaylarının doğal afet durumuna geçmemesinin her yapının mühendislik hizmeti almasını sağlayacak bir sistem kurmaktan geçtiğini kaydeden Cem Oğuz, "Depremin bir doğa olayı olduğu kabul edilmeli, ancak denetimsizliğin neden olduğu olumsuzlukları 'kader' gibi değerlendiren yaklaşım terk edilmeli, yer hareketlerine ve zemine uygun yapı üretmenin depremi tehlike olmaktan çıkartacağı gerçeği görülmelidir" diye konuştu.
SİYASİ İKTİDARA ELEŞTİRİ
Depreme karşı hazırlanmanın iki temel yolu olduğunu dile getiren Cem Oğuz, bunlardan ilkinin mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi, ikincisinin ise yapı üretim sürecinin denetlenmesi olduğuna işaret etti. 1999 Marmara ve 2011 Van depremlerinin ardından 'kentsel dönüşüm', 'riskli yapı', 'riskli alan' gibi kavramların ve bunlarla ilgili yasal düzenleme ile uygulamaların gündeme geldiğini belirten Cem Oğuz, bu konularda siyasi iktidarı eleştirdi.
ODALAR DEVRE DIŞI BIRAKILDI
İktidarın Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğiyle değil, kamu adına denetim yapmakla sorumlu meslek odalarını devre dışı bırakıp, kamu yararı taşımayan projelerin denetlenmesinin önüne geçmek, yapı üretimi ve denetimini ticarileştirmek, kentsel değerleri sermaye gruplarına vermek düşüncesi ile hareket ettiğini ileri süren Cem Oğuz, "17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 15 yıl geçmesine karşın hala bu sorunları yaşıyor olmamızın, depremin her yıl dönümünde aynı sorunlara temas ederek kamuoyunun karşısına çıkıyor olmamızın nedeni bu anlayıştır" dedi.
DEPREM MASTER PLANI
İMO Şube Başkanı Cem Oğuz, Antalya'nın depremselliğiyle ilgili de bilgiler verdi. 2013 yılında yaşanan 6.0 büyüklüğündeki depremin yanı sıra, son dönemde Antalya'da sığ depremlerin meydana geldiğini hatırlatan Cem Oğuz, kentteki yapı stokunun olası bir depremde nasıl hareket edeceği konusunun bilinmediğine işaret etti. Bunun için Antalya genelinde bir Deprem Master Planı hazırlanması gerektiğini vurgulayan Cem Oğuz, yıllardır söylemelerine rağmen bu konuda somut bir adım atılmadığının altını çizdi. Kente stadyum ve EXPO gibi büyük yatırımlar yapıldığını belirten Cem Oğuz, Erzurum'daki atlama kulelerinin çökmesi gibi bir durumun bu projelerde de yaşanmaması için gereken denetimlerin yapılması gerektiğini kaydetti.
Basın açıklamasının ardından Depreme Duyarlılık Sergisi'nin açılışı yapıldı.