Konyaaltı İlçesi Çakırlar Mahallesi'ndeki Üzümcek Dağı'nda faaliyet gösteren kum ve taş ocaklarının kapatılmasını isteyen, Boğaçay olarak bilinen bölgedeki ocakların çevreye yaydığı zararlı maddeler yüzünden hastalıklara yakalandıklarını belirten köylüler, yanlarında getirdikleri ilaçlar ve raporlarla Antalya Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Köylülerin eylemine Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu (A Platformu) ile aile hekimi Dr. Mehmet Ozan Uzkut destek verdi.
'TAŞ OCAKLARI BİZİ ÖLDÜRÜYOR'
Köylüler adına basına açıklama yapan A Platformu sözcüsü Hediye Gündüz, 5 Haziran'ın Dünya Çevre Günü olduğuna dikkati çekerek, "Taş ocakları bizi öldürüyor. Artık sesimizi duyun ve taş ocaklarını kapatın" dedi. Çevre korunmasında halkın duyarlı olarak ödevini yerine getirirken devletin ödevini yapmayıp halka karşı çevre suçu işlediğini dile getiren Hediye Gündüz, Boğaçay'da halkın ölüm kalım savaşı verdiğini belirtti.
Üzümcek Dağı'nda faaliyet gösteren taş ocaklarının yaklaşık 5 bin kişiye zarar verdiğini anlatan Gündüz, "Verilen zararlar yıllardır kamu kurumlarına anlatılmış olmasına rağmen, kamu kurumları halkın feryadını duymamakta ısrar etmektedir. Artık halk ölüm kalım savaşı verir duruma gelmiştir" diye konuştu.
'BÖLGE HALKI ACİL TEDAVİYE ALINMALI'
Aile hekimi Dr. Mehmet Ozan Uzkut da bölgede 3 taş ocağının faaliyet gösterdiğini, bunlar yüzünden kanser, astım ve bronşit gibi hastalıkların bölgede artış gösterdiğini belirtti. Şu anda iki kişinin bu hastalıklar yüzünden yoğun bakımda yattığını, bir kişinin de hayatını kaybettiğini aktaran Dr. Uzkut, şunları kaydetti:
"5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde çevre duyarlılığı en fazla olması gereken turizmin başkenti Antalyamız, bir çevre felaketiyle karşı karşıyadır. Bu taş ocakları bir an önce kapatılmalı ve bölge halkı derhal tıbbi tedaviye alınmalıdır. Hiçbir şey çocuklarımızın ve halkımızın sağlığından daha önemli değil."
HALK SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA
Dr. Mehmet Ozan Uzkut, taş ocaklarının yarattığı tozun astım, bronşit gibi solunum yolu hastalıklarına, taş ocaklarında kullanılan kimyasal maddelerin de yeraltı sularını zehirleyerek mide ve bağırsak kanserine neden olduğunu söyledi. Bölgede normal şartlarda olması gerekenin çok üzerinde astım, KOAH ve kanser hastasına rastlandığına değinen Dr. Uzkut, "Bunun mutlaka incelenmesi gerekiyor. Halk sağlığını tehdit eder durumda. Bununla ilgili mutlaka önlem alınmalı" dedi.
'TAŞ OCAKLARI HAYATIMIZI OLUMSUZ ETKİLİYOR'
Deri kanseri nedeniyle iki yıldır tedavi gören yöre sakinlerinden Mehmet Zancı, "İki seneye kadar hiçbir hastalığım yoktu, bunun taş ocağından olduğunu düşünüyorum. Biz bunların durdurulmasını istiyoruz" diye konuştu.
Astım hastası Keriman Kızıl da "Önceden daha az rahatsız oluyordum ama taş ocaklarından sonra çok daha şiddetli geçiriyorum hastalığımı. Çok doktora gidiyorum, kullandığım ilacın haddi hesabı yok. Taş ocakları hayatımızı çok kötü etkiliyor. Köyümüzde bu tarz hastalıklara yakalanan, tanıdığım birçok kişi var. Biz sonuna kadar destekçisiyiz bu işin, gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz. Taş ocağı istemiyoruz" dedi.
Köylüler, açıklamalarının ardından taş ocaklarının kapatılması için Antalya İl Halk Sağlığı Müdürlüğü'ne dilekçe verdi.