Yılmaz Sevgül, ekibiyle birlikte başta Antalya olmak üzere Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde katıldığı kurtarma faaliyetlerini 'Dağ Başında, Enkaz Altında Arama Kurtarma Güncesi' adlı kitapta bir araya getirdi. Bugüne kadar yüzlerce kurtarma operasyonuna çıkan Sevgül, bunlar arasından seçtiği 30 kurtarma operasyonunu birebir anlattı. Ölümle yaşam arasındaki ince çizgide hayat kurtarmayı gönüllü görev edinen isimsiz kahramanların birebir yaşadığı gerçek olayları göz önüne sererek öyküleştiren Yılmaz Sevgül, dağ kurtarma faaliyetlerinin yanı sıra deprem, sel, yangın, yerli- yabancı, insan- hayvan demeden kurtarılan geleceklerin hikayesini yazdı. Kitap, 8 Ağustos'ta piyasaya çıkacak.
UNUTULMAMASI İÇİN KİTAP OLDU
Kitapta yer alan kurtarma operasyonlarının canlı tanığı ve kitabın yazarı Yılmaz Sevgül, kitabın nasıl ortaya çıktığını anlatırken, geriye dönük dersler çıkarmak amacıyla 1993 yılından bu yana katıldığı tüm arama kurtarma faaliyetlerini bir günce olarak tuttuğunu, sonra da yaşanmış hikayelerin, acılı olayların silinip gitmemesi için bunları kitap haline getirmeye karar verdiğini ifade etti.
BIÇAK SIRTINDAKİ HAMLELER
Kitapta arama kurtarma operasyonlarının arkasında neler yaşandığı, operasyonu yapanların nasıl duygusal bir yapıda olduğu ve bu işi yaparken ne gibi risk ve tereddütler yaşandığını anlattığını dile getiren Yılmaz Sevgül, "Bu kitapta bıçak sırtındaki hamleleri göreceksiniz. 'Yaparsanız siz de ölebilirsiniz, yapmazsanız o kişi de ölecek' gibi çok tereddütleri olan konuları göreceksiniz. Bugüne kadar yaşadığımız birçok olayda da o noktada kalmamak adına elimizdeki tüm beceri, yetenekleri kullanarak bu insanları hayata geri getirdik. Bundan dolayı da geçmişin silgisinden bu olayları kurtarıp bu kitaba taşımak benim için çok önemliydi. Gerçekten okunsun, gerçekten içerisinde çok değişik bir yaşamı göreceksiniz. Burada bir takım çalışması var. Bir arama kurtarma timi, bir takımın nasıl özverili, gönüllü çalıştığını göreceksiniz" diye konuştu.
ANNE VE BEBEĞİNİ HAYATA GERİ GETİRDİK
Kitapta 2003 yılı Aralık ayında Antalya'da meydana gelen sel felaketinde yaşadıkları ve unutamadıkları bir anıyı da paylaştığını aktaran Yılmaz Sevgül, o günü şöyle anlattı:
"2003 yılında Akdamlar seli belki Antalya'da son yıllardaki en büyük sel felaketlerinden biri. Orada kurtarmaya dayalı bir olay var. Bir vatandaş yanımızda telefonla konuşuyor ve eşine 'Sakın evden çıkmayın' diyor. Ama kadın ısrarla evden çıkmak istiyor, 'Artık evi terk edeceğim sel suyu evi bastı' diyor. Anladım ki bir kriz yaşanıyor. Kadın kundaktaki bebeğiyle dışarı çıkacak ama çıktığı anda da ölecek. Ben telefonu aldım 'Biz sizi kurtaracağız' dedim. Gece 9-10 gibi inanılmaz bir sağanak var, fiziki koşullar inanılmaz sert, kışın ortasındayız, hepimiz üşüyoruz ve böyle bir krizle karşı karşıyayız. Sonra arkadaşlarla toplandık, inanılmaz bir sel yatağı var önümüzde ve onu geçmek neredeyse imkansız. Gecenin bir vakti böyle bir karar alıp selin ortasında kalmış bir evden anne ve bebeği almak zorundayız. Tabi kendi hayatımızı ortaya koyarak bunu yapmak zorundayız. Sonraki dönemlerde biz o konuları tartıştığımızda şöyle yorumladık; 'Eğer biz anne ile o bebeği oradan almasaydık, hayatımızın sonuna kadar orada kalabilirdik.' 'Acaba bir şey yapabilir miydik?' sorusuyla karşılaşmamak için o gece onu yapmak zorundaydık ve yaptık. Sonuçta eğitimlerimiz, tatbikatlarımız bizi güçlü yaptı. Neticede biz o hazırlıkları yapmasaydık, kararlı davranmazdık. O eğitimler ve çalışmalar bize 25 yaşındaki anne ve bebeğini hayata geri getirmeyi sağladı."
OPERASYON DÖNÜŞÜ KAZA GEÇİRDİK
Operasyonlar sırasında içsel çatışmalar, yaşamsal kaygılar, geride bekleyenler gibi birçok etkenin işin içine girdiğini vurgulayan Yılmaz Sevgül, kitapta bu çelişkileri de dillendirdiğini belirtti. Bugüne kadar katıldıkları operasyonlarda birçok insanı hayata döndürdüklerini vurgulayan Yılmaz Sevgül, 2000 yılında ise ekip olarak kendilerinin bir kurtarma operasyonuna konu olduğundan bahsetti. 4 kişilik ekiple bir gece kurtarma operasyondan dönüşte 60 metrelik uçurumdan yuvarlandıklarını kaydeden Yılmaz Sevgül, şöyle konuştu:
"Kayalıklarda mahsur kalmış bir vatandaşı kurtardıktan sonra gece dönerken virajlı yolda uçurumdan aşağı gittik. Aracın içinde 4 kişi vardık ve her anını hatırlıyorum. Aracın taklalarını, kafamızı vuruşumuzu, arabanın üst kabininin gitmesi, o gecenin karanlığında büyük bir kaos yaşadık ve 60 metre sonra araba sırt üstü sürüklenerek durdu. İki arkadaşımız arabadan dışarı fırladı ve çok ağır yaralandı. Biz de arabanın içinde sıkışarak kurtarılmayı bekledik. Antalya itfaiyesinden gelen ekipler bizi o arabanın içinden 3- 3.5 saatte çıkardı. Biz hep kahraman değiliz, başımızı belaya da sokabiliriz. Biz de zayıf duruma düşebiliriz. Hepimiz sonuçta insanız, mükemmel değiliz. Bizim hatamız arama kurtarma dışında, trafik kazasında oldu. Ama arama kurtarma operasyonlarında hiç hatamız olmadı, riskli duruma düşmedik."