Mehmet Nuri Ersoy’un hem bakan hem de tüccar gömleğini aynı anda giymesinin sakıncalarını ifade eden CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, “ Kamu görevini yerine getiren Bakan’ın aynı zamanda Bakanlığının yetki alanı içerisinde ticari faaliyet yürütmesi yasal olmasına rağmen ahlaki değildir. Herhangi bir hukuk devletinde böyle bir uygulama göremezsiniz. Bakanın özrü kabahatinden büyük, derhal istifa etmeli” dedi.  
  TURİZM BAKANI SEKTÖRÜN KRİZİNİ KENDİ LEHİNE FIRSATA ÇEVİRİYOR
 Turizm Bakanı’nın Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2021 bütçesinin Genel Kurul görüşmeleri sırasında “Ben otuz yıldır turizm sektöründeyim ve 2003’ten beri otel alıp satarım” diyerek durumu normalleştirmeye çalışmasının en az ticari faaliyetlerini sürdürmesi kadar büyük bir skandal olduğuna değinen Budak şunları söyledi:
 “ Açıklamalarından anlıyoruz ki Sayın Bakan kamu gücünü elinde bulundururken aynı zamanda ticari faaliyette bulunmasını görmezden gelmemizi istiyor. Sayın Bakan pandemide can çekişen turizm sektörünü kurtarmaya odaklanmıyor. Sektörün yaralarını sarmaya çabalamıyor. Bunun yerine zorda kalan otelleri satın almanın derdine düşmüş, krizi fırsata çeviriyor. Kamu gücünü elinize almışsınız, kamu gücünü özel ticari çıkarlarınız için kullanıyorsunuz. Sonrada hiçbir şey olmamış gibi bunun normal olduğunu söylüyorsunuz. Bu nasıl pişkinliktir. Bir yandan turizm sektöründe hem denetleyen hem düzenleyen devletin en güçlü makamı olan Bakanlık koltuğunda oturacaksın, diğer yandan da Bakanlığın tahsisi olan arsanın üzerinde kurulu oteli alacaksın. Hem ev sahibi hem kiracı olamazsınız”
 NE OLMUŞTU?
 CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçe görüşmelerinde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a otel tahsisi ile ilgili şunları söylemişti: “Devletin en önemli makamında oturuyorsunuz ve bu makamda otururken Bodrum'da bir otel alabiliyorsunuz. O otelin arazisi Turizm Bakanlığına tahsisli. Hem ev sahibi hem kiracı nasıl olunur?"
 Bodrum’daki otel satışını doğrulayan Bakan Mehmet Nuri Ersoy Genel Kurul’da kendini şöyle savunmuştu: "Sayın milletvekilleri, 1991 yılında kurmuş olduğum firmamla kurumsal olarak 30 yıldır turizm işletmeciliği ve turizm yatırımı yapan, 6 bin 800'den fazla çalışanı olan, turizmde en yüksek cirolardan birini yapan, yurt dışında hiçbir yatırımı olmayan, Türkiye'nin sayılı turizm gruplarından birinin asli faaliyet alanı içinde otel alıp satmasından, her koşulda Türkiye'nin turizmine, Türkiye'nin geleceğine güvenerek bu konuda yatırım yapmasından daha doğal ne olabilir?