Sınav esnasında uygulayabileceğiniz 10 altın kural
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilecek olan, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için süre yaklaştı. Sınava hazırlık süreci bitip de sınava girildiğinde, yine yönetilmesi gereken bir sürecin olduğundan bahseden Lapsus Psikoloji ve Gelişim Atölyesi Kurucusu Uzman Klinik Psikolog Gonca Akkaya bu süreci doğru yönetebilmek adına 10 altın kuralı paylaştı.
- Kendinize güvenerek sınava başlayın.
- Bir soruda takıldığınızda hemen moralinizi bozmayın. Unutmayın ki sınavda her zorluk derecesinden sorular vardır ve tek bir soru belirleyici değildir. Bilemediğiniz bir soruyla karşılaştığınızda, mutlaka bildiğiniz pek çok soruyla karşılaşacağınızı hatırlayarak ilerleyin.
- Hiçbir soruya peşinen “Ben bu sorunun yanıtını bilmiyorum, ben bu soruyu yapamam” diye bakmayın. Buna soruyu okuyup inceledikten sonra karar vermek daha sağlıklıdır.
- Bildiğinizi düşündüğünüz, ancak o anda çözümüne ulaşamadığınız sorularla inatlaşmayın. Bu size zaman kaybettirir ve panik yapmanıza neden olur. Çözmeyi iki kere denediğinizde olmuyorsa o soruyu geçin ve daha sonra tekrar dönüp bakın. Çoğu zaman sonradan bakılan soruların kolayca çözülebildiğini göreceksiniz.
- Yanlış seçenekleri eleyip yanıt alternatiflerini ikiye indirebiliyorsanız, size daha doğru gibi görünen seçeneği işaretleyebilirsiniz. Ancak bir fikriniz olmadığı veya üç seçenekten birinin doğru olabileceği durumlarda rastgele işaretleme yapmaktan kaçının.
- Yanıtlarınızı cevap kağıdına işaretlerken o güne kadar hangi yöntemle işaretlemeye alıştıysanız sınavda da o yöntemi kullanın. Sınav sonunda zaman kalırsa, kaydırma yapmış olmamak için yanıtları doğru işaretleyip işaretlemediğinizi kontrol etmenizde fayda var.
- Özellikle Türkçe ve sosyal sorularında, sizin ne düşündüğünüzden çok soru metninde ne dendiği önemlidir. O nedenle metnin ne dediğini anlamak için dikkatli okumak gerekir.
- Farklı testler ve bölümler arasında mutlaka dinlenin. Bu, zaman kaybı değildir. Aksine, arkanıza yaslanıp bir veya en fazla iki dakika zihninizi ve vücudunuzu dinlendirip enerji toplamanız anlamına gelir. Bunu, çok yorulduğunuzu hissettiğiniz anlarda da yapabilirsiniz.
- Sık sık saate bakmayın. Bu sizi strese ve kaygıya sürükleyebilir.
- Sıkıldığınızı, gerildiğinizi hissettiğiniz durumlarda nefes egzersizi yapmayı deneyin.
Ailelere büyük görev düşüyor
Sınava girecek öğrenci, belli etmese veya yeterince umursuyor gibi görünmese de bu durumdan dolayı en çok sıkıntı yaşayan, en çok kaygılanan ve en zor durumda olan kişidir. Çünkü sınava girecek, performansı değerlendirilecek, sonuca göre alkışlanacak veya eleştirilecek olan o olacaktır.
Ailelerin bazı yanlış tutum ve davranışları, iyi niyetle bile olsa, başarıya katkı sağlamak yerine başarıyı olumsuz etkilediğini ifade eden Akkaya ‘’Ailelere büyük görev düşüyor’’ dedi.
Uzman Klinik Psikolog Gonca Akkaya aileler için de şu önerilerde bulundu.
- Artık çocuğunuzun çalışma temposu ve performansı ile ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapmayın. Bu, duruma tümüyle kayıtsız kalmak anlamına gelmez. Çocuğunuz herhangi bir duygu veya düşüncesini ifade ettiğinde, ilgili bir dinleyici olun ve sadece onu anlamaya çalışın.
- Düşüncelerinizi birer öneri ve seçenek olarak ifade edin. Keskin yargılardan ve dayatmalardan kaçının.
- Çocuğunuzun yakınında bulunun. İhtiyaçları olduğunda (dertleşme, ders konusunda destek alma, herhangi bir konuda düşüncenizi bilme isteği gibi), bunların farkında olun. Böyle bir süreçte seyahat, tatil, aile toplantıları gibi faaliyetler, çocuğunuzun önem ve değerini azaltıyormuş gibi hissetmesine neden olabilir.
- Eleştirmek, suçlamak, olası olumsuz sonuçlar üzerinden yorum yapmak, başkalarıyla kıyaslamak, teselli etmek gibi edimlerde bulunmayın.
- Heyecanınız çocuğunuzun heyecanının önüne geçmesin.
- Sakin ve duyarlı olun. Sınav, ders çalışmak, başarı, deneme sınavı sonuçları gibi konularda ancak onun istediği ve ihtiyaç duyduğu oranda paylaşımda bulunun.
- Yaşamın sınavdan ibaret olmadığını ancak sınav dışı konularda da konuşarak ve etkinliklerde bulunarak çocuğunuza hissettirebileceğinizi unutmayın.
- Çocuklar ebeveynleri tarafından övülmeyi (beğenilmeyi) çok önemser ve yine onlar tarafınızdan eleştirilmekten (beğenilmemekten) çok korkarlar. Bu bilgiyi unutmayın ve her davranışınızda bunu hatırlayarak hareket edin.