Uluslar arası turizm sivil toplum örgütü SKAL’ın Türkiye Büyük Buluşması’na katılan Başkan Menderes Türel, Çevre ve Turizm konulu atölye toplantısında konuştu.  Çevreci veya sürdürülebilir gelişme denildiğinde birinci derecede ilgili sektörün turizm olduğunu ifade eden Türel, “Çevre temizliğinin olmadığı, çevrenin korunmadığı bir destinasyonun ömrü uzun olamaz. Çevre korumada gerekli özeni göstermeyen veya standartlara uymayan destinasyonlar veya turizm işletmeleri pazar kaybetme riski ile karşı karşıyadırlar” dedi.

TÜRKİYE’NİN ÇEVRE POLİTİKASINI ANLATTI

Türkiye’nin son 12 yıldaki çevre politikasını anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin çevre politikalarında yaptıklarını küçümseyemeyiz. Şu 12 yıllık dönemde Türkiye’de şehirler doğal gazla kirli havadan kurtuldu. Antalya dahil birçok şehrimiz kanalizasyona bu dönemde sahip oldu. 12 yılda 900 bin hektar yeni orman alanı kazandırıldı. 2002’de sayısı 145 olan atık su arıtma tesisi sayısı bugün 440’a ulaştı. Patlayan çöp yığınlarından, katı atık düzenli depolama sahalarına geçildi. 2003 yılında 15 düzenli depolama tesisi varken, bugün 69 katı atık düzenli depolama tesisi yaklaşık 903 belediyede 45 milyonluk nüfusa hizmet veriyor. Tehlikeli atık geri kazanım tesisi sayısı 2002 yılında 18 iken, bu sayı bugün 282’ye ulaşmıştır. Mavi Bayraklı plaj sayısı 2003’te 258 iken 2014’te iki kat artışla 404’e çıkmıştır. Türkiye’de deniz suyu kalitesinin ve kirlilik seviyesinin tespiti amacıyla toplam 249 istasyonda düzenli ölçüm ve izleme çalışmaları gerçekleştirilmektedir.

Limanlarımızda, gemi atıkları 2002 yılında toplanmazken, 2013 yılı itibariyle 233 tesiste atık alım hizmeti verilmektedir. Ayrıca, Gemi Atık Takip Sistemi ile gemi atıkları elektronik ortamda takip edilmektedir. Türkiye, küresel ısınmanın iklim üzerindeki etkilerine karşı uluslararası alanda atılan ilk ve en önemli adımı olan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni 24 Mayıs 2004 tarihinde imzalamıştır. Kyoto Protokolü’ne de 26 Ağustos 2009’dan itibaren taraf olmuştur.”

ÖNCELİĞİMİZ DENİZİ KORUMAK

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin çevre politikası ile ilgili bilgiler veren Türel şunları söyledi: “Antalya’da benim ilk Başkanlık dönemimde Kundu Arıtma Tesisi, katı atık tesisi, kanalizasyon bağlantıları gibi alanlarda rekorlar kırdık. Bu yıl göreve başlar başlamaz Kemer bölgesinde arıtma kapasitesinin sınırda olduğunu gördük ve Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle sorunu çözerek 2015 sezonunu kurtardık. Antalya turizmi deniz demektir. Deniz suyu temiz olmazsa turizm olmaz. Ben 2004-2005 yıllarında Antalya’da metropoliten belediye modeline geçişmelidir demiştim. Nihayet Büyükşehir Belediyesi Kanunu değişikliğiyle bu gerçekleşti. 640 kilometre sahil şeridi olacak ve 30-40 belediye yetkili olacak ve sonra denizi koruyacaksınız, mümkün değildi. İşte Manavgat’ta denizin göz göre göre kirletilmiş olduğunu tespit ettik. Şimdi artık böyle tatsız olaylar görmeyeceğiz. Büyükşehir olarak bütün ilçelerde öncelikli meselemiz denizi korumaktır.”

İMAR BASKISI BÜYÜK

Güzel bir imar planı ile planlanmayan her yerin darmadağın olduğuna dikkat çeken Menderes Türel şöyle devam etti: “Dolayısıyla çevre koruma ve kullanma dengesinde de aynı şey söz konusudur. Bu halen çok eksiğimiz bulunmaktadır. Antalya gibi şehirlerde imar baskısı halen büyük bir baskıdır. Medyada bir kısım insanımız bir yerin imara açılmasına karşıdır ama o bölgeye gittiğinizde arazi sahiplerinin talep ve direncini gördüğünüzde manzara değişmektedir. Hiçbir belediye başkanı, hiç bir siyasi parti orada seçmenin talebini göz ardı edemez. Bu sebeple çevreyi koruma ve kalkınma dengesini kurmamız, en iyi imar planlarıyla, en iyi altyapı planlarıyla çevreyi mümkün olduğu kadar koruyarak gelişmeyi sağlamamız gerekiyor.”