Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, önemli projelerini sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile paylaşmaya, onların görüş ve önerilerini dinlemeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Konyaaltı Sahil Projesi’yle ilgili Mimarlar Odası’nda düzenlenen toplantının ardından Boğaçayı Projesi, İnşaat Mühendisleri Odası’nda akademik ve meslek odalarının temsilcilerine anlatılarak, görüş ve önerileri dinlendi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in de katıldığı toplantıda, Proje Koordinatörü Çevre ve Orman Bakanlığı Emekli Müsteşarı Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya, Yıldız Teknik Üniversitesi Hidrolik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Doğan, Çevre Mühendisi Hüseyin Karışan, Kıyı ve Liman Mühendisi Atakan Yüce, DOME Mimarlık Genel Müdürü Murat Yılmaz, Boğaçayı Projesi’yle ilgili bilimsel verileri paylaştı ve teknik bilgiler verdi.
"Taşkın riski önleniyor"
Meslek odaları temsilcilerine katkıları, eleştiri ve önerileri için teşekkür eden Başkan Menderes Türel, "Çevre meselesinin ne kadar sınırsız bir tartışma olduğunun en güzel örneğini bu salonda yaşıyoruz. Bana göre Antalya’nın en çevreci projesini anlatıyoruz. Neden çevreci bir proje söyleyeyim. Bir kere taşkın önleme projesi olması itibariyle fevkalade önem arz ediyor. Bundan 10 sene önce deniz kenarından köprüyü yıkıp geçen sel 2 bin 300 debide gerçekleşmişti. Biz buraya bugün hiç bir şey yapmazsak, 2 bin 500 debiyle bölgenin bir sel riski taşıması kuvvetle muhtemel. Bugün 4 bin 500 debiye göre yani neredeyse iki misli bir çalışma yapıyoruz. Yani 10 sene önce yaşanan debinin iki misli bir oranında risk ile karşı karşıya kaldığımızda dahi Boğaçayı’nda hiçbir sıkıntı yaşanmayacak. Böyle bir riskin önleniyor olması bile çevreci bir proje olduğunu gösteriyor. Bu birincisi" dedi.
"Taş ocakları sorunu tarihe karışıyor"
İkinci olarak Boğaçayı’nın senelerdir hem çöküntüler hem de bir kanayan yara olarak taş ocakları sorunu yaşadığını söyleyen Türel, "Boğaçayı’nın çevresini bir yaşam alanına dönüştürmek suretiyle Antalya’yı kum ve taş ocakları felaketinden kurtarıyoruz. Bunun adımları atıldı artık nihayete geldik. Bu felaketten kurtulabilmek için belediyelerin bağlı olduğu İçişleri Bakanı, Enerji Bakanı ve Kalkınma Bakanı, üç bakan kum ve taş ocaklarının Büyükşehir Belediyesine devir kararını imzaladı, tebligatlar tamamlanıyor. Büyükşehir Belediyesi olarak burayı yaşam merkezine dönüştürerek, Antalya’yı çevre felaketinden, Boğaçayı taş ocaklarından kurtarıyoruz" diye konuştu.
"Çevrecilerden teşekkür bekliyorum"
Çevre hassasiyeti olanlardan teşekkür beklediğini ifade eden Türel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu kadar çevre ile ilgili endişeler dile getirildi. Çevre hassasiyeti olan arkadaşlardan bir teşekkür almadık. Teşekkür bekliyorum onu söyleyeyim. Çevre Kurulu Başkanı burada. Sayın Başkan, bir teşekkür bekliyorum. Bu kum ocakları felaketinden Antalya’yı Menderes Türel kurtarıyor ve bizim dönemimizdeki iktidar kurtarıyor. En azından bir teşekküre gerek var. Siz etmeyebilirsiniz ama biz Antalya’yı bu çevre felaketinden kurtaracağız. Burada çevre ile ilgili başka komisyonlardan arkadaşlar da var onlardan da bir teşekkür gelmedi. Ama Antalya’da artık kum ocaklarının tarihe karışıyor olması bu projenin ne kadar önemli bir çevre projesi olduğunun en güzel göstergesidir."
"Endişeleri anlıyorum"
’Deniz suyunun içeri alınması içme suyunu kirletebilir mi? Rusubat akışı Konyaaltı sahilinde erozyona neden olabilir mi?’ gibi endişeler olduğunu söyleyen Başkan Türel, "Bunlar bizim de endişemiz. Zuhuri Sarıkaya hocamız 2,5 senedir bu konuyu ekibiyle masaya yatırdı. En az 20 toplantıya ben katıldım. Onlar kaç toplantı yaptı bilmiyorum. Türkiye’de konusunda en uzman bilimsel bir ekiple karşınızdayız. Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı ‘Ben ilk defa böyle bir şey görüyorum’ dedi, bu tatlı su ve deniz suyu kaması ile ilgili. Öğrenmenin yaşı yok. Ben de her gün yeni bir şey öğreniyorum. Bu konuda bilimsel olarak en güzel şekilde çok iyi çalıştılar. Buradaki hazirun da bunu hissetmiştir" dedi.
"Görsel zenginlik için denizin içeri alınması gerek"
Bilim adamlarının rusubat akışkanlığının sağlanması ile ilgili bir teknik sıkıntı olmadığını ifade ettiğini belirten Başkan Menderes Türel, "Peki biz neden denizi içeri alıyoruz. Bir bataklık görünümünde olan Boğaçayı ot, çöp, sazlık bir alan. Boğaçayı periyodik bir akışkanlığı olan bir dere değil. Sürekli akışkanlık sağlayan bir su yok burada. Görsel güzelliğin vazgeçilmesi sudur. Niye şehrin ortalarına havuz yapıyoruz. Görsel zenginlik olsun diye. Burada suyu içeri almadığınızda sürekli su tutma şansınız yoksa orada 4 metre derinliğinde 50 metre genişliğinde kılavuz kanaldan başka bir yer yapamayacaksınız. Sürekli su akışkanlığı o kanaldan sağlanacak. Etrafını da halka açık yaşam alanı yapacaksanız ve üstünü peyzajla kapatacaksınız. Hangisi daha iyi? Ortada küçük bir alanda su akışkanlığı sağlayıp denizi içeri almamak ve etrafını betonla örterek burayı peyzajla örtmek mi, yoksa buraya suyu içeri katarak bir görsel zenginlik sağlamak mı? Bizim yaptığımız bu. Biz burada bir görsel zenginlik olsun istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"Sahil erozyonuna tedbir alıyoruz"
"Antalya’yı koruyacağız. Antalya’ya gözümüz gibi bakacağız. Başka Antalya yok" diyen Türel, "Antalya’nın zerre sahilinin kaybedileceği bir yerde Menderes Türel olmaz. Şu anda Boğaçayı Projesi daha yeni başladı. Senelerdir burası aynen bu doğal akışı koruyor. Jeoloji Mühendisleri Odası dedi ki metrelerce kayıp var Konyaaltı Sahili’nde. 60-80 metre civarında. Biz bu kayba göz yumamayız. Tedbir almamız lazım dedik, işte o tedbiri alıyoruz şimdi. Beslemeyle bu sahili de doldurarak artık sahilin, rusubatı da getirmek suretiyle erozyona uğramamasını sağlıyoruz" dedi.
"Kayık falan yok nereden çıkarıyorlar"
Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in Boğaçayı Projesi ile ilgili medyada yer alan beyanatlarını şaşkınlıkla okuduğunu belirten Türel, "63 tane kayık gezecekmiş içeride, nereden çıkarıyorlar bunları. Benim kayıktan falan haberim yok. Ama sorumlu bir belediye başkanı bu kayıklardan bahsediyor. Burada akıl dışı, mantık dışı o kadar çok söz ortaya atılıyor ki ben bile bazen Antalya Belediye Başkanlığımı unutup Ay’da mı belediye başkanlığı yapıyorum diye düşünüyorum. Biz burada suyun bir görsel zenginlik olması için, bu alanı halkın daha da güçlü kullanabilmesi adına en çevreci projeyi gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
"Konyaaltı’nın iki yakası bir araya geliyor"
Boğaçayı Projesi’nin Konyaaltı’nın iki yakasını bir araya getirdiğinin de altını çizen Başkan Menderes Türel, "Konyaaltı’nda Varyant’ın altında bir yaşam canlılığı vardır ama bu Boğaçayı’na kadar gittikçe azalarak devam eder. Oralarda imarlaşma ve konut oldukça yoğunlaşmasına rağmen hala Varyant altında bu yaşam canlılığı sıkışmış kalmıştır. Şimdi bu yakaya da bir yaşam canlılığı getirerek Konyaaltı’nın iki yakasını bir araya getirmek suretiyle Konyaaltı’nı bütüncül bir yaşam canlılığı oluşturacak adımlarını atıyoruz. Konyaaltı Sahili Projesi ile tırların kamyonların geçtiği trafik yolunu kapatarak ve yayalaştırarak, iki yaka arasında yeşil bir aks oluşturuyoruz. Bugün Konyaaltı sahilinden tırlar geçiyor ve biz bu sahili bir rekreasyon alanına yeşil alana dönüştürüyoruz, yürüyüş yolları spor alanları yapıyoruz. Oraya gitmek isteyenler için de kontrollü trafik dediğimiz varış amaçlı tek şeritli bir trafik oluşturuyoruz. Bu da projenin diğer bir çevreci unsuru. Bugün bu projeyi yapmazsak hala tırlar kamyonlar sahilden geçiyor olacaktı. Kim bilir daha kaç insanımız orada istenmeyen kazalardan yaşamını kaybedecekti" diye konuştu.
"Metro ile ulaşım"
Başkan Menderes Türel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu yaşam aksı, yat limanı ve özel proje alanımız dediğimiz peyzaj ve sinema stüdyolarının olduğu bölgeye kadar uzanacak. Aralarında ring sağlayacak küçük bir raylı sistem ağıyla yaya ulaşımı için de bir imkan da sağlayacağız. Tabi en önemlisi büyük limandan başlayıp Lara ve Varsak’a gidecek olan metro. Toplu ulaşımda da inşallah 2019’dan sonra bu gerçekleşecek. Bizim önceliğimiz Antalya. Her yerde söylüyorum ben önce Antalya sonra siyaset diyorum. Antalya kazanacaksa ben kaybetmeye dünden razıyım. Tövbe haşa bir ilahi güç gelse dese ki bana, “Ey Menderes Türel biz sana Boğaçayı projesini, yat limanı kruz limanı, metroyu himmet buyuruyoruz sen de şu beyaz kağıda istifanı yaz git dese, vallahi billahi gözüm kapalı istifayı basarım yeter ki bu projeler Antalya’ya olsun. Bizim derdimiz Antalya, bizim derdimiz siyaset değil. ’Önce Antalya sonra siyaset’ diyen bir belediye başkanıyım."
"STK’ları önemsiyorum"
Her döneminde sivil toplum kuruluşlarına çok önem verdiğini ifade eden Türel, "Sivil toplumun bize getirmiş olduğu yapıcı önerilerin de gereğini yerine getirmiş birisiyim. Ayşin Hanım ekibiyle, Cem Başkanı o zaman hocalarımızla bir araya getirdik. Hakikaten teknik olarak konuyu çok iyi izah ettiler. Dediler ki yat limanı burada olmaz, şuraya getirin dediler. Ne dediysek yaptılar dedi Cem Başkan, denizin içeri alınması hariç dedi. Oradaki gerekçemizi de bir görsel zenginlik kazandırmak adına ifade ettim. Daha önce liman yapılırken, karaya doğru kazılmış. Deniz içeri alınmış liman için, hiçbir yerde su kirlenmesi olmamış. Fevkalade iptidai açılmış kuyularla Antalya’nın ihtiyacını karşılamayan su kuyularını Antalya’nın bütün su ihtiyacını görmek için elzemmiş gibi göstermek açıkçası bu projeyi yapmayın demenin kılıflı söylenmiş halidir" dedi.
Karacaören örneği
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Karacaören örneğini vererek, "Karacaören konusu sivil toplum hassasiyetime bir örnektir. İlk dönemimde Karacaören suyunu getirmek için bir adım attık. Yer yerinden oynadı. Bütün meslek odaları, sivil toplum, Antalya’ya kirli su getiriyorsun, Antalya’ya pis su içireceksin diye. Karacaören suyunu aman getirmeyin dediler, siyah çelenk bıraktılar belediyenin önüne. O siyah çelengi bırakanlar ben seçimi kaybettikten sonra Karacaören suyu için DSİ ile protokol imzaladı. Oysa ben sizin dediğinizi yapıp, iptal etmiştim Karacaören projesini. Sivil toplum hassasiyeti olan birisi olarak yaptım bunu. O zaman sivil toplumdan gelen tepkilere kulağımızı kapatmadık. Aksine hassasiyetle biz o projeyi iptal ettik. Ama esas siyasi anlamda o gün beni Antalya’ya kirli su içirecek diye suçlayanlar geldiler, protokole imza attılar benden sonra" ifadelerini kullandı.
"Film stüdyoları tanıtım için büyük fırsat olacak"
Boğaçayı Projesi’nin sadece Antalya’ya değil, Türkiye’ye katma değer sağlayacak bir proje olduğunu belirten Başkan Menderes Türel, "Burada bir Hollywood stüdyolarının olması demek, dünya sinema endüstrisinin Antalya’ya gelmesi demek. Sinema endüstrisinden ülke olarak kazanacağımız katma değerin yanı sıra, uluslararası tanıtımda da bize çok büyük bir fırsat sunacak. Bu her şeyden önemli" dedi.
Başkan Türel, bir soru üzerine, Boğaçayı Projesi’nin 3 başlıktan oluşan birinci etabının yaklaşık 1 milyar liraya mal olacağını söyledi. Projedeki yat limanı yapılmalı mı, yapılmamalı mı tartışmalarına da değinen Türel, "2010 senesinde bugünkü adıyla Altyapı Genel Müdürlüğü, bu bölgeye bin 500 tane yat kapasiteli liman yapılmasını master planında sunmuş. Buna gerek var mıydı sorusuna, bu işe emek vermiş sizin gibi bilim insanlarına saygı göstermek adına kulak vermemiz lazım. Bir de benim anlamadığım bir tartışma, Konyaaltı sahili yat limanı ile halka kapatılıyor konusu. Biz bu limanı Antalya’da Konyaaltı sahilinin en kullanılmayan yerine koyduk. Halkın kullandığı yerlere koymadık. Limana giden yol, hiçbir şekilde daralmıyor tamamen altındaki kara alanı değerlendiriliyor" diye konuştu.
"10 bin kişi iş sahibi olacak"
20’ye yakın bir akademisyen grubunun üzerinde çalıştığı Boğaçayı Projesi’nin Antalya’ya çok büyük bir zenginlik katacağı ifade eden Türel, "Bu projenin Antalyalıya ne katkısı var. Bir kere yeni yaşam alanları kazandırması açısından halka açık bir proje olarak ciddi bir katkısı var bu bir. İkincisi 1 milyar TL’lik bir projeden bahsediyoruz. Bu proje ekonomik katma değer olarak kimin kasasına girecek? Antalyalıların kasasına girecek. Esnaf, tüccar, gecekondu mahallesindeki bakkal bile yeni oluşacak istihdamdan orada çalışan bir kardeşimiz sayesinde sebeplenecek. 10 bin Antalyalı iş sahibi olacak. Antalyalıya ne faydası var demenin vizyonsuzluğunu kusura bakmayın anlamam mümkün değil. 10 bin kişinin iş sahibi olacağı bir projeyi halkımıza yeni iş alanları açacağız diye gece gündüz uğraşıyorken ne fayda sağlayacak diye eleştirmek abesle iştigaldir. Bu kadar net söylüyorum" dedi.
"Antalya zenginleşecek"
"Antalya, Boğaçayı Projesi ile daha da zenginleşecek" diyen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Marka şehir diyoruz, lafa gelince kürsülerde konuşuyoruz ama o marka kavramının içi işte şimdi çok daha iyi bir şekilde dolmaya başladı. Daha da dolduracağız. Daha da bunun için yapmamız gerekenler var ama lafla peynir gemisi de yürümüyor. Çalışmadan, proje üretmeden marka şehir falan olunmuyor. Biz de bunun için çalışıyoruz. Ben de bu şehrin bir evladı, Antalya’nın toprağına yatacak biri olarak, Antalya’nın faydasına yapılabilecek ne varsa hiçbir hesap yapmadan sırf Antalya’nın kazanması adına bugüne kadar nasıl yaptıysam bundan sonra da yapmaya devam edeceğim. Bütün bu çalışmalarımızda en büyük temennim ve duam kazananın Antalya ve Antalyalılar olmasıdır."