|
|
Antalya Turizmi 10 Milyona Koşarken Markalaşma
|
|
|
|
|
Antalya Lara bölgesinde evi olanlar çok iyi bilirler.
Antalya’ya inen her uçak genelde Akdeniz üzerinden Antalya Havalimanı’na doğru alçalırken bu bölgede yaşayanlar uçakların alçalışındaki motor sesine oldukça aşinadırlar.
Akdeniz üzerinden Antalya Kulesi’nin iniş müsaadesini beklerken arka arkaya dizilişleri ve peş peşe inişleri Antalya hava trafiğinin yoğunluğunun göstergesidir.
Aylardan beri bu hava trafiğindeki yoğunluk gözle görülüyor kulakla işitiliyor.
Tabiri caizse Antalya’ya çok şükür havadan turist yağıyor.
2016’nın kötü sezonunun yaraları şimdiden sarılmış gibi..
Bu yıl 30 Temmuz itibari ile Antalya’ya gelen turist sayısı geçen yıla göre yüzde 62 artmış vaziyette..
Rakam olarak 5 milyon 21 bin 5 kişiye ulaşılmış.
Bu 30 Temmuz itibari ile Antalya Havalimanı mülki idare amirlerinin verdiği rakam..
Her gün Antalya’ya havayolu ile ortalama 60-70 bin arası turist geliyor.
Bu rakamlara göre Ağustos sonu gelen turist sayısı 7 milyona ulaşacak.
Kurban Bayramı’ndaki uzun tatilde turizmin canlanması ayrı bir cansuyu olacak.
Turist sayısının yıl sonuna kadar bu verilere göre 10 milyonu bulması bekleniyor.
Antalya bölgesinin turizminin gelişmesi ile ilgili yapılacak çalışmalarla ilgili birçok telefon ve mesajın dışında konu ile ilgili yaptığım görüşmelerde beni bilgilendiren, turizmde faaliyet gösteren tüm dostlarıma teşekkür etmek istiyorum.
Bu arada ortaya çıkan altını önemle çizeceğim iki konuya da değinmek istiyorum.
Birincisi otellerin yıldız standartlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca denetimi..
İkincisi ise ‘her şey dahil sistemi’nin belli bir standardının olmaması..
Bu iki önemli konunun da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ciddi bir şekilde masaya yatırılması gerektiğine inanıyorum.
Yeni Kültür ve Turizm Bakanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un gerekli hassasiyeti göstereceğini düşünüyorum.
Neye göre 5 yıldızlı standardı neye göre her şey dahil sistemi..?
Bunlar ciddi bir şekilde hatırla gönülle değil, verilere göre belirli standartlara göre 3-4 yılda bir değil her yıl yeniden gözden geçirilmelidir.
“Ruslar Gelmiş Hoş Gelmiş” köşe yazımda turizmde otelcilerin seyahat acentalarının gülen yüzüne karşılık her şey dâhil sistemi ile gelen turistin şehir ve ilçe merkezlerinde alışverişe pek rağbet etmediklerini yazmıştım.
Ağustos ayında bu durum biraz daha farklı olsa da daha önceden yazdığım gibi bir iki ünlü tekstil firmalarının mağazalarının dışında, gelen turistler yiyecek-içecek dâhil hiçbir şeye para harcamıyor.
Bu da esnafın turizmden beklentisini olumsuz etkiliyor.
Gelen turistin illa ki, ‘Alayım benim de bir tane olsun. Antalya’yı anarım. Hatırası olur’ diyecek ‘markalar’ yaratılmadığı takdirde esnafın, turistin alışveriş beklentisi hep başka sezona kalacaktır.
Antalya kendisine özgü yöresel markalar ile gelen turistlerin ‘illa ki almam lazım’, ‘benim de olmalı’, ürünlerini pazara sunmadıktan sonra esnafın turistlerden alışveriş beklentisi hep umutla, hayalle sürer ama gerçekleşmez..
Bu beklentiler hep sürer. Esnafın cebi hiçbir zaman beklediği para ile dolmaz.
Bütün bunları neden konu ediyorum?
Antalya esnafı kazansın, yüzü gülsün. Antalya ekonomisine bilgim ve tecrübem ile katkım olur düşüncesi ile bölgede ciddi araştırma yapıp edindiğim bilgileri kendi tecrübemi de katarak kaleme alıyorum.
Ben, 70 yıla yakındır şehrin merkezinde hizmet veren bilinirliği de oldukça yüksek bir esnafın çocuğu olmam dışında gerek reklam gerekse markalaşma konusunda yıllara dayanan eğitim ve tecrübemle, bölgeyi iyi bilen bir gazeteci-yazar olarak bu konuda çalışma yapanlara destek verebilirim.
Antalya’nın doluluk oranı yüzde 100’e yaklaşırken gelen turist sayısı 10 milyona koştururken, Antalya esnafının neyi kime nasıl satacağını pazarlayacağını bir kez daha gözden geçirmesi gerektiğine inanıyorum.
Antalya’ya gelen turistlerin dünya ve Türkiye markalarının dışında yöresel ürünlerden oluşan markalara da büyük ilgi duyacağını düşünüyorum.
Bu konuda satır satır yazmama gerek yok.
Her ülkenin her ilin kendisine has ürünü, o bölgeye gelen turistin dikkatini çeker ve turist o ürünü satın almak ister.
ATSO, AESOB ve ATB’nin bu konuda ciddi çalışmalar yapması, turizme yönelik esnafın bilinçlendirilmesi, markalaşmanın önemini yöresel ürünlerinin tanıtımının bu pazarda ne kadar önemli olduğunu Antalya esnafına çeşitli çalışmalarla anlatması, bilinçlendirmesi, gerektiğine inanıyorum.
Turizmin başkenti, dünya şehri Antalya’mızın turistlerin misafir edildiği otelden konaklarken yedikleri her şeyden ve alışveriş yaparken almak istedikleri her şeyden gezip gördükleri yerlerdeki hizmetlerden memnun olmalıdırlar.
Bu memnuniyet asla unutulmaz. Antalya’nın isminin daha çok duyulmasına ve Antalya'ya gelecek turist sayısını ikiye, üçe katlanmasına büyük katkı sağlar.
Bütün bunlar için zor değil.. Bunun için konunun muhataplarının planlı ve titiz çalışmalar yapmaları gerektiğine inanıyorum ve sizlerle paylaşıyorum;
ANTALYA'MIZ İÇİN TARİHE NOT DÜŞÜYORUM..
mehmetkesim@byturco.com