|
|
Korana , Antalyamızda 'Saldım Çayıra,Mevlam Kayıra ' Olamaz.
|
|
|
|
|
Hani meşhur bir ata sözümüz var
''Saldım Çayıra,Mevlam Kayıra '' malesef üzülerek belirtiyorum ,felaket tellallığı yapmıyorum ama Kurban Bayram'ında Antalyamız'da Koronayla mücadeleyi tarif edebileceğimiz ,özetleyebileceğimiz sözler ''Saldım Çayıra,Mevlam Kayıra ''
Bayram'dan on gün öncesine kadar Antalyamızda Valilikçe kaymakamlıklarca belediyelerce alınan tedbirleri yapılan uygulamaları sağlık,polis ,zabıta ekiplernce yapılan kontroller,denetimler Antalyamız için oldukça başarılı sayılacak bir süreci geride bırakmıştık..
Antalyamız Mart ayından bugüne kadar alınan tedbirle ve uygulamalarla nüfusa göre Korona vaka sayısı açısından oldukça düşük sayıda seyretmişti.
Korona ile yapılan mücadele yeni dönemde ''Kontrollü Sosyal Hayat '' adı verilerek yapılan mücadele döneminde sayfa sayfa yayınlanan genelgelerle başta turistik tesisler ,işletmeler ,plajlar olmak üzere yaşamım her alanında nasıl olacağı ne şekilde uygulanacağı duyruldu anlatıldı.
Turizmin başkenti Antalyamızda Turizm bakanlığı,Sağlık bakanlığı,İçişleri bakanlığının yeni ''Kontrollü Sosyal Hayat '' dönemine ait yaptırımları başta emniyet güçleri olmak üzere belediyelerin zabıta ekiplerince yakinen takibe alındı.
Yeni bir süreç başlatıldı.
Son on gündür aldığım telefonlar,mesajlar Koronavirüs salgının Antalyamızda ciddi bir artışa geçtiği yolunda.Konuyla igili görüştüğüm yetkililer söze ''maalesef ''diyerek başlayıp işin ciddiyetne değiniyorlardı.
Merkez'de Kepez ve Muratpaşa'da,Alanya'da bazı mahallelerdeki artan sayılar bence ciddiye alınacak rakamlar.
Bazı ilçelerimizde ,bazı otellerin,otellere ait lojmanların ,apartmanların karantinaya alınması,Otel resepsiyonunda ,bankada çalışan ,personelin koronaya yakalandığına dair aldığım duyumlar giderek artmaya başladı.
Felaket tellallığını sevmediğim Türkiyenin ,Antalyamızın KKTC'nin menfaatinin herşeyin üstünde gördüğümü her zaman söylemişimdir.
Bana ulaşan haberleri takip ederken maalesef bayram öncesi dahil bayram süresi içerisinde ''Saldım Çayıra,Mevlam Kayıra '' görüntüsüyle karşı karşıya kaldığımızı sahillerde bizzat dolaşarak,görerek yerinde tespit ettim.
Üzülerek söylüyorum ama başta Konyaaltı palajları ,Lara plajları olmak üzere ,Kaleiçinde ,Kafelerde ,Restoranlarda,Halkın yoğun olduğu her yerde hiçbir konrolün yapılmadığını ,işletmelerinde Koronavirüsle mücadele kapsamında ''Kontrollü Sosyal Hayat '' dönemine ait yaptırımlara uymadığını gördüm.
İnsanlar para kazanırken Öncelikle Antalya halkının sağlığını düşünmesi gerekmez mi ?
Koronavirüsle mücadelede uygulanması gereken sosyal mesafeli alanları ihlal etmeden işletmelerini çalıştırması gerekmez mi ?
Bunlarla ilgili Güvenlik güçleri,Zabıtalar denetim yapması gerekmez mi ?
Yazıktır,Günahtır ,bugüne kadar Antalyamız koronavirüsle ilgili mücadelede almış olduğu tedbirlerle gelinen nokta ne olduda bu hale geliyor.
Aslında böyle bir köşe yazısını keyif alarak yazmıyorum ama doğup büyüdüğüm Antalyayı ve Antalyalıyı düşünmek gazeteci yazar olarak konu önemli benim asli görevlerim içerisinde.
Sağlık bakanı Fahrettin Kocanın ''Birinci dalga sahillere İndi,Tatilde dikkatli olalım '' uyarılı paylaşımından sonra bu köşe yazımı yazarak konu hakkındaki düşüncelerimi ve uyarılarımı hem sizlerle hem yetkililerle paylaşmak benim görevim olduğuna inanıyorum.
Bayramda işletmelerin rehaveti ve denetlenmemesi yoğun içiçe kalabalık görüntüleri malesef Korona salgını için tehlike arz ediyor ve vaka sayısını artıracağını gösteriyor.
Özellikle Kafeleri ,plajları dolduran gençler bu konuda daha dikkatli olmaları gerekiyor.
Ben Başta Antalyamıza hizmetleriyle büyük katkı koyacağına inandığım yeni valimiz Ersin Yazıcı başta olmak üzere tüm kaymakamlarımızın tüm belediye başkanlarının koronavirüsle yapılan mücadelede ''Kontrollü Sosyal Hayat '' döneminde denetimlerin daha sık ve ciddi olarak ele almaları gerektiğini Antalyamız'da artan vaka sayısının düşürülmesinde etkili olacağına inanıyorum.
10 ağustos itibarıyla Antalya'nın başta Rusya'dan gelecek turist sayısındaki artışlarla yaşanacak yoğunluğu artacak.
Bu günden itibaren ciddi denetimlerle bilgilendirmeyle mutlaka MASKE TAKILMASI başta olmak üzere sosyal mesafe ve diğer hijyenik kurallara uyulması sağlanmalıdır.
insanlar bunu sosyal sorumluluk olarak algılaması gerekir. Bunun tüm insanlara saygı ve sevgi unsurunu gösteren bir hareket olduğu bilinci hızla yayılmalıdır.
Turistik tesislerde,plajlarda,kafelerde ,cadde ve sokaklarda ,insanlar önce kendi sağlığını sonra en yakınlarının sağlığını düşünerek birbirine eziyet eder gibi sürüler halinde denize girmeyi,dolaşmayı,eğlenmeyi ,kafeleri ,caddeleri,sokakları doldurmaya bırakmalıdır.
İşin ciddiyedi ordada Türkiye'de vaka sayısı istenilen sayıya düşmüyor.
Devletin yapacağı tüm çalışmalar, önlemlerde BİREYSEL SORUMLULUK DUYGUSU OLMADIKÇA KORONAYLA MÜCADELE OLAMAZ.
Vakit çok geçmeden hangi makam, mevki,siyasi,ticari,sosyal kariyeriniz olursa olsun kendinize sevdiklerinize çevrenize saygınız varsa
LÜTFEN VAKİT GEÇMEDEN ANTALYAMIZ İÇİN KORONAVİRÜSLE MÜCADELEDE TAŞIN ALTINA ELİNİZİ SOKUN.
Koronavirüsle mücadelede kişisel sorumluluk ve katkı bu mücadelede başarının en büyük faktörü olacaktır.
Bu çağrım Ülkesini,Şehrini,İlçesini,Köyünü,Mahallesini,ailesini,yakınlarını ve tabiki kendisini seven herkes için geçerlidir ....
VAKİT GEÇ DEĞİL HAYDİ ANTALYAMIZ İÇİN GÖREVE....