İşte Nilgün Bilal'in Byturco Medya Grubumuza ait İnternet gazetelerimiz için hazırladığ bir özel köşe yazısı daha
Organ Bağışı Haftasının Ardından
Her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında andığımız “Organ Nakli Haftası” bugün sonlanıyor. Ama ne binlerce organ bekleyen hastamızın ve yakınlarının umutla bekleyişi, ne de biz sağlık çalışanlarının çabası sonlanmayacak…
Belli konular, olaylar ve sorunlara dikkat çekmek , toplumsal duyarlılık yaratmak üzere ortaya çıkmış “belirli gün ve haftalar kavramı” nın amacı aslında o gün ya da hafta tamamlandıktan sonra da unutulmaması, gözardı edilmemesini sağlayabilmektir. Çünkü ; maalesef ki dikkat çekmek istediğimiz sorunlar belirli günlerle sınırlı kalmayıp katlanarak artmaya devam etmektedir ve bu yüzden her yıl yeniden toplumun dikkatini çekecek, duyarlılık oluşturmaya çalışacak etkinlikleri tekrar ederiz.
Peki neden 3-9 kasım; 3 Kasım 1975 Türkiye’de ilk başarılı organ naklinin yapıldığı tarih. Bu nedenle, her kasım ayının ilk haftası “Organ Nakli ve Bağışı Haftası” olarak anılmakta.
Organ Bağışı sayesinde Organ Nakli tedavisine kavuşarak yaşama dönebilme kavramının ülkemize girdiği kırkbeş yıldan beri sayısız bilim insanı ve Sağlık Bakanlığı’nın desteği ile ülkemizde her çeşit organ ve doku nakli başarıyla uygulanabilmekte. Hatta ülkemizde yapılabilen bir çok organ ve doku nakli uygulaması ile dünya tıp literatüründe dikkat çekmekteyiz. Özellikle canlı vericili böbrek ve karaciğer nakilleri ile kompozit doku nakli dediğimiz yüz ve çift kol nakilleri dünya organ nakli sıralamasında dünya sıralamasında en üstlerde yer almaktayız.
Ülkemizde organ nakli uygulamalarının başladığı 1970 li yıllardan bugüne kadar organ ve doku nakli alanında hem kendi Organ Nakli Merkezimiz hem de tüm Türkiye’ de olağanüstü gelişmeler yaşanmış, başarılara imza atılmıştır. Bu sayede binlerce hasta organ nakli sayesinde yaşama dönmüş ve yüksek yaşam kalitesine kavuşarak mutlu , sağlıklı ve üretken olarak yaşamını sürdürmüş ve sürdürmektedir. Yani organ nakli tedavisini hastalarımıza eriştirebilmemiz için her türlü sağlık altyapısı ve bilimsel birikime sahip ve dünyada bu konuda öncü ülkelerden biri haline gelmiş durumdayız.
Ancak ülke olarak organ naklin tedavisinin ülkemizde uygulanmaya başlandığı ilk günden beri hala aynı sorunla baş etmeye çalışmaktayız. Maalesef ki “YETERSİZ ORGAN BAĞIŞI” dün olduğu gibi bugün de en büyük sorunumuz. Ülkemizde yıllar içinde organ bekleyen hasta sayıları hızla artarken bu hastaları tedavi edebilecek sağlık profesyonelleri ve organ nakli merkezlerinin sayıları da aynı ölçüde artmış, ülkemizde organ nakli konusunda bilimsel alanda büyük başarılara imza atılmış ancak sadece toplumda organ bağışlama bilinci hala tam olarak gelişmemiş ve bağışlanan organ sayıları organ bekleyen ve organ nakli olabilen hastaların çok gerisinde kalmıştır.
Ve 30 Ekim 2020 tarihi itibariyle ülkemizde TC Sağlık Bakanlığı ULUSAL ORGAN BEKLEME LİSTESİ’nde;
21,515 Hasta BÖBREK BAĞIŞI BEKLİYOR,
1801 Hasta KARACİĞER BAĞIŞI BEKLİYOR,
984 Hasta KALP BAĞIŞI BEKLİYOR,
72 Hasta AKCİĞER BAĞIŞI BEKLİYOR,
55 Hasta ÇİFT KOL ve YÜZ BAĞIŞI BEKLİYOR….
Yukarıda sayıları verilen hastalarımızın her biri YAŞAMA TUTUNMAYI bekliyor. Ve bu hastalarımız yalnız beklemiyor; her biri sevenleri ile birlikte bekliyor, anneler, babalar, eşler, çocuklar, dedeler, nineler, sevgililer….. en sevdiklerinin hayata dönmesi için hep birlikte her gün dua ederek bekliyorlar.
Ve bu dualar sadece iyileşme ve yaşama umudu olanların ve yakınlarının, zaten hayata veda etmiş kişilerin yakınlarının toprak olacak bedenler yerine “CAN VEREN BEDENLER” haline dönüşmesi için yapılıyor..
İnsanlık adına yapılabilecek en yüce iyilik, dini açıdan yapılabilecek en büyük sevap, bir insana hayat vermekten başka ne olabilir ki.
O halde “Organ Bağışı Haftası” sonlandığı zaman sonlanmayan umutları ve her gün artan sayıları ile yaşama tutunmayı bekleyen hastalarımız için ORGAN BAĞIŞINA DESTEK OLMAK umuduyla sağlıklı günler diliyorum.