ATB'nin Şubat ayı meclis toplantısı, ATB Meclis salonunda Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. Toplantıda Ali Çandır, ülke ve kent gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ENFLASYONUN SEBEBİ TARIM DEĞİL
Yüksek enflasyonun birincil sebebi olarak gösterilen gıda ve tarım ürünleri fiyatlarını izlemek ve değerlendirmek için yaklaşık bir yıl önce komite kurduklarını kaydeden Ali Çandır, "Son 13 yıllık değerlendirmemizde gördük ki tarımsal üretici fiyatlarının seyri, hiç de kamuoyuna duyurulduğu gibi mevcut enflasyonun ana sebebi olmamıştır. Enflasyonun bir numaralı sorumlusunun tarımsal ürünler olduğuna dair yapılan açıklamalar ilan edilen rakamlarla bağdaşmamaktadır. Konuyla ilgilenen ve kamuoyuna duyurumlar yapan ilgililerin, sorunu sadece gıda ve tarımda aramaları çözüme yönelik herhangi bir katkı sağlamamaktadır" dedi.
TARLADAN SOFRAYA 2.5 LİRA MALİYET
Son dönemde gündemden düşmeyen yaş meyve sebze fiyatlarının üreticide düşük olmasına rağmen markette yüksek olduğuna dair şikayetleri değerlendiren Ali Çandır, "Yaş meyve sebzenin tarladan sofraya ilerleyişindeki fiyat mekanizmaları sektörün tüm taraflarınca irdelendi. Sonuca dair bir öz oluşturması bakımından hesaplandı ki, yaş meyve sebze, üreticisinden bedavaya bile alınsa o ürünün sofraya gelmesi için kilogram başına ortalama 2-2.5 TL civarında bir maliyet oluşmaktadır" dedi.
SEKTÖRÜN GÖZÜ ANKARA'DA
Hava sıcaklıklarının yükselmesiyle hızla artacak üretim arzının piyasalar için ciddi bir sorun yaratacağının kesin olduğunu belirten Çandır, sektör açısından daha sorunlu bir döneme girerken, devletin somut ve hissedilir adımlar atmasını beklediklerini söyledi. Bu amaçla Antalya Tarım Konseyi tarafından hazırlanan ve ilgili tüm bakanlıklara birebir sunulan acil önlemler ve iyileştirici önlemler başlıklı raporun bir an önce dikkate alınmasını beklediklerini açıklayan Çandır, "Sektörün gözü kulağı Ankara'ya odaklanmış durumda" dedi.
MEMLEKET MESELESİNE DÖNÜŞÜYOR
Antalya'da tüm sektörlerin iç içe geçtiğini söyleyen Çandır, "Her sektör diğerini besleyen yapıda. Taraflar sadece sebze meyve ve çiçek üreten bir miktar üreticinin ötesindedir. İlaçtan gübreye, tohumdan ambalaja sektöre girdi sağlayanların yanında köydeki bakkaldan sanayideki tamirciye, nakliyeciden işçiye, marangozdan tüm esnafa, hatta bankalara uzanan bir etki alanı sahiptir. Yaraya derinleşmeden merhem olmak ve felaket etkisi yaratan ekonomik bir sarmalla karşılaşılmak istenmiyorsa acilen çözümler üretilmelidir. Çünkü tarımdan gelen gelir kentin tüm kılcal damarlarına yayılmakta ve hayat vermektedir. Bulunduğumuz durum sektör meselesi olmaktan çok memleket meselesi haline dönüşmektedir" dedi.
THY'DEN GİZLİ ZAM
Komite ve Antalya Tarım Konseyi üyelerinin THY'nin Euro'dan ABD dolarına para birimi değişikliği nedeniyle uçak kargo navlun ücretlerine yüzde 12 gizli zam yapıldığının belirtildiğini anlatan Çandır, "Rusya ile yaşanan sorunlar nedeniyle zor durumda olan sektöre, para birimi değişikliğini gerekçe göstererek yüksek oranda zam yapmak, hali hazırda kriz döneminde bulunan sektörün yeni pazar arayışlarının da başlamadan bitmesi anlamına gelmektedir" dedi.
SEKTÖR PAYDAŞLARI UMUTSUZLUK İÇİNDE
Geçen hafta Ankara'da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ile yapılan TOBB Borsalar Konseyi toplantısında gündeme getirilen konuları da anlatan ATB Başkanı Ali Çandır, tüm sorunların anlatıldığını söyledi. Çandır, "Yılbaşına kadar ihracat yasağının olmayışı ve soğukla birlikte hal fiyatlarının düşük seyretmemesi nedeniyle 'bekle-gör' durumu var galiba ama şimdi fiyatlar geçen yılın altında seyrediyor. Sektörün tüm paydaşları büyük umutsuzluk içinde. O nedenle bu insanlara biraz umut ışığı olmamız gerekiyor" dedi.
FİNİKE'DEKİ TAŞ OCAKLARINI BAKANLARA ANLATTI
Bakanlarla toplantıda Finike portakalından örnek verdiğini anlatan Çandır, Türkiye'de üretilen 1.8 milyon ton portakalın yüzde 10'unun dahi Finike portakalı olmadığını, yıllık 160 bin ton yani Türkiye'de satılan her 10 portakaldan birinin Finike portakalı olduğunu dile getirdi. Bir taraftan bu ürünleri, 'coğrafi işaret alalım, koruyalım, hakkını hukukunu savunalım' derken, diğer tarafta çok fazla ekonomik değeri olmayan kireç taşı nedeniyle tehdit altına alındığını anlattığını belirten Çandır, "Yine Lübnan sedir ağaçlarının taş-maden ocakları nedeniyle risk altında olduğunu, sedir balının risk altında olduğunu söyledik. Bir taraftan Finike Belediyesi çok güzel bir hazırlık içinde, portakal festivali planlanıyor. Ama diğer taraftan çok fazla ekonomik değeri olmayan kireç taşı nedeniyle o portakallar risk altında. Buna yerel yönetimlerce de izin verildiğini vurgulamaya çalıştık. Biz Antalyalılar doğanın, Allah'ın bize verdikleriyle gidiyoruz ama Finike portakalını küçük görüyoruz. Birçok bitkimiz yok oluyor. Borsa olarak bu konudaki duyarlılığımızı devam ettireceğiz" diye konuştu.
Yöresel ürünlerin panayır mantığıyla yok edildiği yönündeki sorunun da anlatıldığını belirten Ali Çandır, bu konuda sevindirici bir haber aldıklarını, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın önleyici çalışmalar için hazırlıklar başlattığını kaydetti.