Antalya Ticaret Borsası (ATB), süt sektöründe yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini görüşmek üzere 'Sektörel Analiz Toplantısı' düzenledi. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Küçükçetin moderatörlüğündeki toplantıya, ATB Başkanı Ali Çandır, Veteriner Hekimler Odası Başkanı Muammer Saygılı, Gıda ve Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkilisi Ümit Okudur, Süt Üreticileri Birliği yetkilileri, kooperatif başkanları, süt üretici ve satıcıları katıldı.
Toplantıda ilk söz alan Yörükoğlu temsilcisi Mehmet Kurt ile Ekici temsilcisi Selçuk Kuşkonar, antibiyotikli süt almadıklarını belirtti. Gıda ve Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkilisi Ümit Okudur ise bakanlığın Gıda Kanunu Mevzuatı'nda bazı düzenlemeler yaptığına dikkat çekerek, "Çiğ sütün üreticiden tüketiciye ulaşana kadar denetimini yapıyoruz. Ama sokak sütüyle ilgili bakanlığımızın son zamanlarda bazı çalışmaları var. Gıda Kanunu Mevzuatı'na göre çiğ sütün kontrollü dışında satışıyla ilgili bakanlık bir düzenleme yapma aşamasında. Ama bunun belli bir adı olacak. Adı sokak sütü olmayacak. Çiftlikten hayvan sağlığıyla ilgili önlemler olacak. Ambalajlanarak pazara taşınmasıyla ilgili olacak" dedi.
Vatandaşların birçoğunun doğrudan üreticiden aldığı sokak sütünü bakanlık olarak tanımlayacaklarını aktaran Okudur, şunları söyledi:
"Bazı üreticiler kendi sütünü pazarlara getirerek satabiliyor. Halkımız bunları yoğurt da yapabiliyor. Aslında, halkımız en güzel antibiyotik testini uyguluyor. Öncelikle yoğurt yapıyor. Antibiyotik kalıntısı varsa o süt kesinlikle yoğurt olmuyor. Paket sütünden de yoğurt olur ama biraz fazla kaynatmak gerekiyor. Ancak bu yoğurt biraz sulu olabilir. Açıktan alınan çiğ süt de fazla kaynatıldığı zaman katı olur. Sütün daha iyi yoğurt olması tamamen pişirmeyle ilgilidir. Yakında bir düzenleme yapıldığı zaman tüketici doğrudan çiğ süte ulaşabilecek."
ATB Başkanı Ali Çandır da hayvanlara antibiyotik uygulandıktan sonra çıkan sütün değerlendirmesini tartıştıklarını belirterek, "Üretici zor durumda olması nedeniyle ürününü pazara doğrudan sürüyor. Bugünkü toplantımızın amacı da bunu nasıl engelleyebiliriz. İnsan sağlığını tehdit etmeyecek şekilde, bunu nasıl kontrol altına alabilirizin yollarını arıyoruz. Sokak satıcılarının sattığı sütlerin daha tehlikeli olduğu yönünde bir sonuca ulaştık. Ancak buradaki uzmanların ifadesinden de anlaşılacağı gibi sokak sütlerinin yoğurt yapılması durumunda antibiyotik olup olmadığı rahatlıkla anlaşılabiliyor. Burada umuyoruz ki, uygulamalarla o sütün üretim yerinde imha edilmesinin yolları bulunacak sonuçların çıkmasını arzuluyoruz" diye konuştu.
Üreticiden markete gidinceye kadar değer analizinin de iyi yapabilması gerektiğinin altını çizen Ali Çandır, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'de perakende sistemi, marketlerin kar marjlarını bir şekilde incelemekte fayda var. Sütü üreten adamla, markette satıldıktan sonraki farkı bir şekilde iyi analiz etmek lazım. Arada uçurum var. Yapılan harcama, kar marjı, marketin aldığı çeşitli paralar var."
Sütü yeteri kadar tüketemeyen bir toplum olduğumuzu da hatırlatan Ali Çandır, "Tüketimde yeterli değiliz. Bize ait olan herşeyi unuttuk. Biz hep yabancıların içeceklerine özeniyoruz. Biz sütü peynir ve yoğurt olarak tüketiyoruz. Sütü ayran gibi tüketmeyi de artırmalıyız" dedi.