Uzun yıllarAkdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında Öğretim Üyesi ve Alkol Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkez Yöneticisi olarak görev yapan Prof.Dr. Kuloğlu İklim Değişikliği ve İnsan Psikolojisi konusunda Byturco Medya Grubumuza bağlı İnternet gazetelerimiz için özel bir açıklamada bulunarak okuyucularıımızı bilgilendirdi .
İşte her açıklaması ilgi ve beğeni ile takip edilen Prof.Dr. Murat Kuloğlunun yine ilig ve merakla okunacak yazısı
İklim Değişikliği ve İnsan Psikolojisi
İklim değişikliğinin bireyler üzerinde fiziksel ve psikolojik birçok etkisi bulunmaktadır.
Bunlar doğal afete maruz kalma ya da aşırı sıcaklık sonucu ölüm oranlarının artması gibi
doğrudan etkiler olarak görülebileceği gibi, artan sıcakların sebep olduğu stres, solunum
güçlükleri, göçler gibi dolaylı etkileri şeklinde de olabilir.
İklim değişikliği sonucu meydana gelen doğal afetler, hava olayları bireylerde kaygı
bozukluğu, akut veya travma sonrası stres bozukluğu, depresyon gibi ruhsal sorunlarının
gelişmesine neden olabilmektedir. Eko-anksiyete de bu durumlardan birisidir.
Eko-anksiyete; iklim değişikliğine ve afetlerin artmasına bağlı olarak yaşadığımız dünyanın
geleceği ile ilgili oluşan çevresel kaygı olarak tanımlanabilir. İklim değişikliğine bağlı oluşan
afetlere tanıklık etmek, bu konuyla ilgili çok sayıda habere, felaket senaryosuna veya bilgi
kirliliğine maruz kalmak ve alınan önlemlerin yetersiz olduğunu düşünerek çaresiz hissetmek
bu duruma sebep olabilmektedir.
Nasıl Başa Çıkılır?
İlk adım bu endişeyi fark etmek ve duyguları ifade etmekten geçmektedir. Kişinin kendi
kendine, yakın çevresine veya mümkünse profesyonel bir destek alarak duygularını
psikiyatristi veya terapisti ile paylaşması büyük önem taşımaktadır.
Güçlü sosyal ilişkiler ve destek grupları vasıtasıyla zihinsel dayanıklılığı arttırmak, diğer
kaygı türlerinde de olduğu gibi kişinin çaresiz hissettiği konuda yapabileceklerini sıralaması
ve iklim değişikliğini önlemek adına en azından kendi üstüne düşeni yapması da kişinin içsel
çatışmalarını azaltarak durumla daha kolay başa çıkmasını sağlamaktadır.
Doğal alanlarda daha çok vakit geçirmenin kişinin zihinsel sağlığı üzerinde olumlu etkiler
yarattığı ve iklim krizine bağlı endişeyi azalttığı bilinmektedir. Tüm bunlara ek olarak
ülkelerde çevre dostu politikalar da hem bireysel hem de toplumsal eko-anksiyeteyi önemli
ölçüde azaltmaktadır.