TPD'nin Kemer'e bağlı Beldibi Mahallesi'ndeki Rixos Sungate Hotel'de 'Gelenekten Geleceğe, Bilimle, Birlikte' sloganıyla düzenlediği 50'nci Ulusal Psikiyatri Kongresi dolayısıyla basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda, TPD Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi Çalışma Birimi Koordinatörü Uzm. Dr. Feyza Çelik, yeni tamamlanan Soma Raporu'na ilişkin açıklamalarda bulundu. Raporun dün tamamlandığını belirten Uzm. Dr. Feyza Çelik, bölgede 11 bin kişinin yaşanan kazadan etkilendiğini söyledi.
'11 BİN KİŞİ ETKİLENDİ'
13 Mayıs 2014 Salı günü saat 15.10'da Manisa'da Soma Kömür İşletmeleri'ne bağlı Eynez bölgesi maden ocağında meydana gelen olayda resmi makamlardan yapılan açıklamaya göre, 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiğini, 487'sinin sağ kurtulduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Feyza Çelik, "Bu elim faciadan, yaşamını yitiren 301 madencinin eşleri, çocuk, anne, baba, kardeş, akrabaları ve yakınları, kazadan kurtulan 487 madenci ve eş, çocuk, anne, baba, kardeş ve akrabaları, kaza sonrasında arama-kurtarma ve destek işlerinde görev alan kişilerle aynı madende görev yapan, ancak farklı vardiyalar ya da görevlerde bulunan çalışanları içeren yaklaşık 11 bin kişi doğrudan ya da dolaylı yoldan etkilenmiştir" dedi.
'228 HANE VE 54 KÖY ZİYARETİ YAPILDI'
TPD, Türk Psikologlar Derneği, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği ile Türk Kızılayı olmak üzere 6 derneğin bir araya gelerek oluşturduğu Afetlerde Psiko-sosyal Hizmetler Birliği (APHB) bünyesinde, olaydan hemen sonra Soma'ya gidilerek etkilenen kişilere psiko-sosyal destek vermeye başlandığını aktaran Uzm. Dr. Feyza Çelik, şöyle dedi:
"Yardımların daha etkin yapılabilmesi için diğer dernek, sivil toplum örgütleri, şirket, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılması kararlaştırılmış ve Soma'da 'Soma Dayanışma Ağı' projesi hayata geçirilmiştir. Soma ve Dursunbey'de 2 merkez açılmıştır. Ekim sonu itibariyle 233 gönüllü uzman faciadan etkilenen yetişkin, çocuk ve gençlerle bireysel görüşme ve grup çalışmaları yapmıştır. Bugüne kadar yürütülen çalışmalarda 1269 kişiyle bireysel görüşme ya da grup çalışması, 228 hane ve 54 köy ziyareti yapılmıştır."
'SÜREKLİ ÖLÜM KAYGISINA NEDEN OLUYOR'
Yakınlarını kaybedenlerde ve maden işçilerinde yas, üzüntü, devlete ve şirkete karşı duyulan öfke, gelecek kaygısı, işsizlik ve maddi konularla ilgili endişeler, madene girmekten korkma, sinirlilik, uykusuzluk, mutsuzluk, üzüntü, özkıyım düşünceleri, çaresizlik ve değersizlik düşünceleri ortaya çıktığının gözlemlendiğini vurgulayan Uzm. Dr. Feyza Çelik, şöyle devam etti:
"Soma faciasından sonra yapılan değerlendirmeler; facia öncesinde gerekli önlemlerin alınmadığını, iş güvenliğinin yeterli düzeyde sağlanmadığını ve facianın hemen sonrasında dar ihmallerin devam ettiğini göstermiştir. Soma faciasından kısa süre sonra Zonguldak'ta meydana gelen göçük ve arama kurtarma ekiplerine haber verilmemesi, 28 Ekim tarihinde meydana gelen Ermenek maden faciası halen gerekli önlemlerin alınmadığını, iş güvenliğinin sağlanmadığını göstermektedir. Diğer taraftan madencilerin ekonomik güçlükler ve işten çıkarılma korkusuyla güvensiz koşullarda çalışmaya devam etmek zorunda kalması hem maden işçilerinde hem de yakınlarında sürekli bir ölüm kaygısına neden olmaktadır. Buna ek olarak çalışma koşullarının güçlüğü, üstlerinin olumsuz tutumları madencilerde tükenmişlik ve çeşitli ruhsal sorunlara yol açmaktadır."
'SUÇU OLANLAR CEZALANDIRILMALI'
Soma faciasından sonra toplumun büyük duyarlılık gösterip faciadan etkilenenlere maddi ve manevi yardım yaptığını aktaran Uzm. Dr. Feyza Çelik, yardımların eşit ve adil dağıtılmaması nedeniyle yakınlarını kaybeden kişilerin mağdur olduklarını hissettiğini vurguladı. Yardımların sadece olayda yakınlarını kaybeden kişilere verildiğini belirten Uzm. Dr. Çelik, şöyle dedi:
"Oysaki madenden yaralı kurtulanlar, arama-kurtarma çalışmalarına katılan ve tanık oldukları facia nedeniyle kaygı bozuklukları ortaya çıkan ve madene girmekten korktuğu için çalışamayan kişilere yardım ulaştırılmamıştır. Bu durum kişilerin değersizlik, çaresizlik ve öfke hissetmelerine neden olmuştur. İnsan kaynaklı travmalardan sonra olaydan sorumlu olan kişilerin ceza almamaları, adaletin yerini bulmaması ruhsal bozuklukların ortaya çıkma riskini artırmaktadır. Bu nedenle bundan sonraki adli süreçlerin yakından takip edilmesi, adaletin kamu vicdanında da yerini bulması için olayda suçu olanların cezalandırılması ve kanunlarda iş güvenliğine yönelik gerekli düzenlemelerin acilen yapılması büyük önem taşımaktadır."
'RUH SAĞLIĞI ÇALIŞANI SAYISI ARTIRILMALI'
Soma'daki facianın hemen sonrasında devlet tarafından çok sayıda ruh sağlığı çalışanının görevlendirildiğini söyleyen Uzm. Dr. Feyza Çelik, bu çalışma olumlu olmakla birlikte organizasyonda eksiklikler olduğu ve bu nedenle hedeflenen amaca ulaşmadığını kaydetti. Uzun dönemde faciadan etkilenenlere gönüllü ruh sağlığı çalışanları aracılığıyla ruh sağlığı hizmetleri sunulmaya devam ettiğini aktaran Uzm. Dr. Çelik, Soma'da görev yapan ruh sağlığı çalışanlarında tükenme ve ikincil travmatizasyon belirtilerinin gözlemlendiğini, bu nedenle Soma'da acilen ruh sağlığı çalışanlarının sayısının artırılması gerektiğine değindi.