Türk Gastroenteroloji Derneği'nin (TGD) 31'inci Ulusal Gastroenteroloji Kongresi, 26-30 Kasım tarihleri arasında Titanic Deluxe Otel Belek Antalya'da yapılıyor. Bu yıl kongre, 1048 doktor, hemşire, teknisyen ve öğrencinin katılımıyla düzenlendi.
Dünyada toplumsal refah arttıkça reflü, irritabl bağırsak hastalığı gibi gastrointestinal sistem hastalıklarının arttığını belirten Kongre Başkanı Prof. Dr. Hakan Şentürk, yeme alışkanlıklarının değişmesi, artan stres, kanserojenler ile temasın çoğalmasının irritabl bağırsak hastalığı gibi fonksiyonel, pankreas, kolon tümörü gibi organik hastalıkların görülme sıklığını artırdığını söyledi.
Ülkemizde ve dünyada uygulanan tüm minimal endoskopik tedavilerin uygulanabilir olduğunu da belirten Prof. Dr. Hakan Şentürk, 'Su içsem bile yarıyor' diyen insanların bağırsaklarındaki bakteri çeşitliliğinin azlığından bu durumun kaynaklandığını, genellikle kilolu insanlarda görülen bu sorun nedeniyle az yese veya yemese bile kilo almaya devam ettiğini kaydetti.
Bağırsaklarda trilyonlarca adet bakteri bulunduğunu, bunların sayıları ve çeşitliliğinin vücudumuzdaki deri gibi hücrelerden 100 kat fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Şentürk, "Artık insan kendi hücreleri ve bağırsaklarında bulunan bakterilerle birlikte bir süper organizma olarak kabul ediliyor. Bağırsak bakterilerinin vücudumuz kadar önemli olduğu kabul ediliyor. Bağırsak bakterileri çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişmesinde önemli bir faktör olduğu gibi erişkinde de şişmanlık ve şeker hastalığı gibi metabolik olaylarda önemli rol oynuyor. Aslında o hastalıkların kalıcı olmasına da neden oluyor" diye konuştu.
'ACIKTIĞINDA YAVAŞ YE, DOYDUĞUNDA DUR'
İnsanların acıktığında yavaş yemesi ve doyduğunda durması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Şentürk, şöyle konuştu:
"Önemli hastalıkların birçoğunda vücut ritminin dinlenmemesi önemli bir neden. Tamamen hijyenik besinler, aşırı hijyenik gıdalarla beslenenlerin sindirim sistemindeki hastalıkların oranı artıyor. Onun için doğal beslenme buna göre çok daha iyi. Mikroplarla hiç karşılaşmamanın, karşılaşmaktan daha zararlı olduğunu söyleyebilirim. Aynı zamanda bağırsak bakterileri, hassas bağırsak sendromu ve iltihabi bağırsak hastalıkları gelişiminde de etkili olabiliyor. Süpermarket tipi beslenme sonucunda bağırsak bakterilerinin çeşitliliğinin azalması, çeşitli hastalıklara yol açabiliyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde birçok hastalığa ilişkin aslında bağırsaklarımızdaki bakterilerin önemli bir rolü olduğunu oraya koyacağız."
GERÇEKTEN ACIKTIĞINIZDA YİYİN
Çeşitli diyet uzmanlarının 'ekmek yemeyin', şeker yemeyin' gibi değerlendirmelerinin de sorulduğu Prof. Dr. Hakan Şentürk, şunları söyledi:
"Sofraya oturduğunuzda, 'gerçekten acıktım mı' diye düşünürseniz o zaman bir sorun yaşamazsınız. Düzenli beslenmiyoruz. Acıktığımızda değil, acıkmasak bile gördüğümüz her an bir şeyler yiyoruz. Dolayısıyla vücudumuzun metabolizması bozuluyor. Yoksa 'ekmek yemeyin, şeker yemeyin' gibi durumlar söz konusu değil. Acıktığında değil, her gördüğünde yiyen ve kilo problemi yaşayan insanlar, Karatay Diyeti gibi durumlarla karşılaşabilir" dedi.
ÇOK LEZZETLİYSE ZARARLIDIR
Süpermarketlerdeki çok hijyenik yiyeceklere karşı da uyaran Prof. Dr. Hakan Şentürk, "Çok lezzetli şeyleri tüketmeyin. Eğer ağzınıza aldığınız gıda ürünü çok lezzetliyse zararlıdır demektir. Eğer 'şekeri az, tuzu az' diye şikayet ediyorsanız o zaman daha sağlıklıdır. Çok sevdiğimiz değil, lezzeti yüksek yiyecekler diyelim. Doğal bir sebze ve meyve için bunu söyleyemeyiz. İçinde şekeri, yağı yoğun olan gıdaları lezzetli kabul eden inanlar için söylüyoruz" dedi.
MEYVE SUYU İÇMEM, MEYVE YERİM
Her şey ölçüsüyle tüketildiğinde içinde kanserojen madde olsa dahi çok etki yapmayacağını dile getiren Prof. Dr. Şentürk, "Aksi takdirde paranoyak oluyorsunuz. Ben örneğin meyve suyu içmem. Onun yerine meyve yemeyi tercih ederim. Daha konsantre diye düşünülmemesi gerekiyor" dedi.